SAFER AYI UĞURSUZ MUDUR? -
Safer ayı içindeyiz. Bu ayın uğursuzluğuna, bela ayı olduğuna dair ortalarda çok rivayet geziyor. Araştırdığıma göre hiç bir sahih kaynakta böyle bir ifade yok. Hocamızın ifadelerinde de rastlamadım. Aydınlatırsanız minnettar olurum. Allah’a emanet olun.
Değerli kardeşim,
Sizin de tespit ve ifade ettiğiniz gibi, Safer ayıyla alakalı böyle bir yorum dini ölçüler içerisinde asla ve kat’a yoktur. Zaten dinimizde zamanları, mekanları, kuşları ve hayvanları kötüye yorumlama doğru değildir. Safer ayı, kameri ayların ikincisidir. Lügat manasıyla; “boş” demektir. Türkçemizdeki “sıfır” kelimesi de “safer” kelimesinden alınmıştır. Sıfırın içi boş olduğu gibi, safer ayı da sıfır manasında kullanılmıştır.
Cahiliye Arapları bu ayda birbirlerinin mallarını yağmalarlar ve evlerin içleri eşyadan hâli (boş) bırakılırdı. Bu sebeple yağma ayına ve evlerin içinin boşaltıldığı ay manasında, Araplar bu aya safer ayı demişlerdir.
Bundan anlaşılıyor ki bu aya uğursuzluk atfetmek, “musibet ve bela ayıdır” demek, cahiliye Araplarından kalmış olan yanlış bir anlayıştır.
Efendimiz de (SAV) Safer ayının uğursuzluk ayı, kabul edilmesini yasaklamışlardır. Çünkü Safer ayının diğer aylardan hiçbir farkı yoktur.
Bu batıl akide cahil halk arasında hala yaşamakta ve hatta safer ayında nikah yapmanın uğursuzluk getireceğine inanılmaktadır. Bu batıl inancı yıkmak için İslam âlimleri mücadele etmişlerdir. Hatta pek çok âlim özellikle bu ayda nikah kıymışlardır. Buhari’nin bir rivayetinde; Hz. Aişe validemiz: “Benim nikahım da zifafım da safer ayında idi” buyurmuşlardır.(İbn-i Saad, Tabakat, c: 8, shf: 58-62-63)
Safer ayı, cahiliye devri Araplarının inandığı bir uğursuzluk çeşididir ve Efendimiz onu reddetmişlerdir; “Hastalığın, sahibinden bir başkasına kendi kendine sirayeti yoktur. Eşyada uğursuzluk yoktur. Ükey ve baykuş ötmesinin tesiri ve kötülüğü de yoktur. Safer ayında uğursuzluk yoktur. Bunlar cahiliye hurafeleridir. Fakat ey mü’min! Sen cüzzamlıdan, aslandan kaçar gibi kaç!” buyurmuşlardır. (Buhari, Tıp, 19)
Sorduğunuz için teşekkür eder, teşeümlü değil, tefeüllü ve bereketli günler dilerim.
Necdet İÇEL
Safer ayı içindeyiz. Bu ayın uğursuzluğuna, bela ayı olduğuna dair ortalarda çok rivayet geziyor. Araştırdığıma göre hiç bir sahih kaynakta böyle bir ifade yok. Hocamızın ifadelerinde de rastlamadım. Aydınlatırsanız minnettar olurum. Allah’a emanet olun.
Değerli kardeşim,
Sizin de tespit ve ifade ettiğiniz gibi, Safer ayıyla alakalı böyle bir yorum dini ölçüler içerisinde asla ve kat’a yoktur. Zaten dinimizde zamanları, mekanları, kuşları ve hayvanları kötüye yorumlama doğru değildir. Safer ayı, kameri ayların ikincisidir. Lügat manasıyla; “boş” demektir. Türkçemizdeki “sıfır” kelimesi de “safer” kelimesinden alınmıştır. Sıfırın içi boş olduğu gibi, safer ayı da sıfır manasında kullanılmıştır.
Cahiliye Arapları bu ayda birbirlerinin mallarını yağmalarlar ve evlerin içleri eşyadan hâli (boş) bırakılırdı. Bu sebeple yağma ayına ve evlerin içinin boşaltıldığı ay manasında, Araplar bu aya safer ayı demişlerdir.
Bundan anlaşılıyor ki bu aya uğursuzluk atfetmek, “musibet ve bela ayıdır” demek, cahiliye Araplarından kalmış olan yanlış bir anlayıştır.
Efendimiz de (SAV) Safer ayının uğursuzluk ayı, kabul edilmesini yasaklamışlardır. Çünkü Safer ayının diğer aylardan hiçbir farkı yoktur.
Bu batıl akide cahil halk arasında hala yaşamakta ve hatta safer ayında nikah yapmanın uğursuzluk getireceğine inanılmaktadır. Bu batıl inancı yıkmak için İslam âlimleri mücadele etmişlerdir. Hatta pek çok âlim özellikle bu ayda nikah kıymışlardır. Buhari’nin bir rivayetinde; Hz. Aişe validemiz: “Benim nikahım da zifafım da safer ayında idi” buyurmuşlardır.(İbn-i Saad, Tabakat, c: 8, shf: 58-62-63)
Safer ayı, cahiliye devri Araplarının inandığı bir uğursuzluk çeşididir ve Efendimiz onu reddetmişlerdir; “Hastalığın, sahibinden bir başkasına kendi kendine sirayeti yoktur. Eşyada uğursuzluk yoktur. Ükey ve baykuş ötmesinin tesiri ve kötülüğü de yoktur. Safer ayında uğursuzluk yoktur. Bunlar cahiliye hurafeleridir. Fakat ey mü’min! Sen cüzzamlıdan, aslandan kaçar gibi kaç!” buyurmuşlardır. (Buhari, Tıp, 19)
Sorduğunuz için teşekkür eder, teşeümlü değil, tefeüllü ve bereketli günler dilerim.
Necdet İÇEL
Yorumlar
Yorum Gönder