AREFE
GÜNÜ?
SORU:
Kurban
bayramının bir önceki günü arefedir. Üstad o gün 1000
ihlası tavsiye etmiştir.
Ramazan bayramında arefe yoktur. 1000 ihlas
her zaman okunabilir. Fakat dini bir kılıfla ramazanda degil.
Arefe denilmesi: Her önemli işin önceki
gününe arefe denildiği içindir.
Bu doğrumu? Sosyal
medyada bu twit dolaşıyor da…..
Cevab:
Bu
denilen doğru, fakat bir yönüyle de eksik. Çünkü
hem dini ve hem de örfi olarak Arefe, “bayramı
müjdeleyen gün” olarak ta tanımlanıyor.
Arefe,
Zülhicce
Kamerî ay'ının dokuzuncu günü. Yani Kurban Bayramından bir önceki gün demektir.
Türkiye'de Ramazan Bayramı'ndan bir gün öncesine de Arefe günü denir.
●●
AREFE
Kurban bayramından bir önceki güne verilen addır.
Kurban bayramından bir önceki güne verilen addır.
Arefe haccın en önemli farzı olan vakfe*nin yapıldığı yerin (Arafat) diğer adıdır. Vakfe, kurban bayramının bir gün öncesi olan zilhicce ayının dokuzuncu günü burada yapıldığından bu güne yevmü arefe (arefe günü) veya Türkçe’de kısaca arefe (arife) denilmiştir.
Arefe günü, haccın temel rüknü olan vakfenin o gün yapılması sebebiyle büyük önem taşımaktadır. Bu günün önemine, faziletli ve makbul duanın o gün yapılan dua olduğuna dair hadisler vardır (bk. Şevkânî, IV, 70; Muhibbüddin et-Taberî, s. 392).
Vakfe, arefe günü zeval vaktinden kurban
bayramının birinci günü fecrin doğuşuna kadar olan süre içinde yapılır. O gün
vakfenin dışında yapılması gereken başka önemli hususlar da vardır. Hacıların
terviye günü (8 Zilhicce) Mekke’den Mina’ya gidip orada geceledikten sonra arefe
günü sabah namazını Mina’da kılarak güneşin doğuşunu takiben Arafat’a
çıkmaları, zeval vaktinden sonra orada gusletmeleri, öğle ve ikindi namazlarını
öğle vaktinde birlikte kılmaları, zamanlarını tekbir, tehlil, telbiye, salâtü
selâm ve dua ile geçirmeleri ve akşam güneşin batmasıyla birlikte Müzdelife’ye
doğru yola çıkmaları sünnettir.
Hz. Peygamber’den arefe günü oruç tutmanın
faziletine dair hadis rivayet edildiği gibi, Arafat’ta oruç tutmanın
menedildiğine ve kendisinin orada oruç tutmadığına dair hadisler de vardır.
Buna göre, hacıların zayıf düşerek asıl görevlerini aksatmalarına yol açacağı
için arefe günü oruç tutmaları mekruh, hacca gitmeyenlerin aynı gün oruç
tutması ise müstehap kabul edilmiştir (Şevkânî, IV, 267-269; el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 229).
Ayrıca kurban bayramının dördüncü
günü ikindi namazına kadar her farz namazın ardından okunan teşrik* tekbirlerine
de arefe günü sabah namazından sonra başlanır.
Diğer taraftan, Hanefîler’e göre
arefe ve daha sonraki dört gün içinde umre yapmak, diğer hac vazifelerini
aksatabileceği için tahrîmen mekruh sayılmıştır. Bugün uygulamada görülen
izdiham, Hanefî mezhebine ait hükmün isabetli olduğunu ortaya koymaktadır.
Diğer üç mezhebe göre ise kerahet söz konusu değildir.
●●●
İhlâs Sûresini farklı sayılarda okumanın fâziletlerine dair rivayetler
var mı?
İhlâs Sûresini farklı
sayılarda okumanın fâziletlerine dair hadisler olduğu (1) gibi, 1000 defa
okumanın faziletiyle igili rivayetler de vardır:
"Kim ki bin kere ‘Kulhüvallahü
ehad sûresi'ni okursa, kendi nefsini Allah'tan satın almış
olur." (2)
"Kim ki Arefe gününde bin kere ‘Kulhüvallahü ehad
suresi’ni okursa, Allah Teâlâ ona istediğini verecektir." (3)
“Kim Arefe akşamında/gecesinde bin defa İhlas suresini
okursa, Allah kendisine her istediğini verir.” (4)
Bu nedenle arefe günü bin defa İhlas suresini okumak, selef-i salihinden
gelen bir adet olmuştur. Bediüzzaman Hazretleri de
“Arefe gününde müstahsen bir âdet-
İslamiyeye binaen Sure-i İhlası yüzer defa tekrar ederek okuyup...” (5) demek suretiyle bu geleneğe işaret
etmiştir. Bu sayının bin olduğunu da şu sözlerle ifade etmiştir:
“Bizim memlekette eskide arefe gününde bin İhlas-ı
şerif okurduk...” (6)
Rakam verilerek bazı zikirlerin tekrar edilmesi hususunda bir çok hadis vardır.
Mesela;
Hz. Aişe anlatıyor: Hz. Peygamber
(a.s.m) gece teheccüd namazı için kalkarken, önce on defa tekbir (Allah ekber),
on defa tahmid (elhamdulillah), on defa tesbih (subhanellah), on defa tehlil
(la ilahe illallah) ve on defa istiğfar çekerek başlardı. Ardından on
defa 'Allah’ım! Beni bağışla, beni doğru yolda sabit kıl ve bana rızk
ver.'(mealindeki) duayı okurdu. Sonra da 'Allah’ım! Hesap gününde
sıkıntıya düşmekten sana sığınırım.'(mealindeki) duayı okurdu.” (7)
“Kim bana bir defa salavat getirirse, Allah ona on
hasene/sevap verir.”
Diğer bir
rivayette; Abdullah b. Amr b. As demiş ki;
“Kim Allah’ın Resulüne bir defa salavat getirirse, Allah ve
melekleri ona yetmiş defa salat ederler (Allah rahmet eder, melekler de onun
için istiğfar ve dua ederler).” (8)
Ayrıca -şifa için-
Fatiha suresinin yedi defa okunması, tesbihlerin otuz üçer defa okunması gibi
daha bir çok sahih hadislerde belli sayılar verilerek zikirlerin yapılması
istenmiştir.
●●●●
Dipnotlar:
1) bk. Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 11; Müsned, 3:437, 5:141;
Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân, 24; Suyûtî, el-Fethu’l-Kebîr, 3/227; Beyhakî,
Şuabü’l-Îmân, 2/506-508.
2) Suyuti, el-Fethu’l-Kebir, 3/227; Münavî, Feyzü’l-Kadir, 6/203 hadîs no: 8953.
3) bk. Münavî, Feyzü’l-Kadir, 6/203 hadisin şerhi. Hadisin sıhhatiyle ilgili bir bilgi bulamadık.
4) bk. -Ebu Şeyh’den naklen- Kenzu’l-Ummal, 1/600/h.no:2737. Ancak, biz bu rivayeti Ebu Şeyh’de bulamadık ve rivayeyin sıhhatine dair bir bilgiye de tastlayamadık.
5) Mektubat, Yirmi Altıncı Mektup, Dördüncü Mebhas, Dokuzuncu Mesele.
6) Şualar, On Üçüncü Şua, s.299.
7) Ebu Davud, Ahmed b. Hanbel ve Taberanî’nin rivayet ettiği bu hadis sahih olarak değerlendirilmiştir. bk. Mecmau’z-Zevaid, 2/263.
8) Ahmed b. Hanbel’in bu rivayetleri sahihtir. bk. Mecmau’z-Zevaid, 10/160.
2) Suyuti, el-Fethu’l-Kebir, 3/227; Münavî, Feyzü’l-Kadir, 6/203 hadîs no: 8953.
3) bk. Münavî, Feyzü’l-Kadir, 6/203 hadisin şerhi. Hadisin sıhhatiyle ilgili bir bilgi bulamadık.
4) bk. -Ebu Şeyh’den naklen- Kenzu’l-Ummal, 1/600/h.no:2737. Ancak, biz bu rivayeti Ebu Şeyh’de bulamadık ve rivayeyin sıhhatine dair bir bilgiye de tastlayamadık.
5) Mektubat, Yirmi Altıncı Mektup, Dördüncü Mebhas, Dokuzuncu Mesele.
6) Şualar, On Üçüncü Şua, s.299.
7) Ebu Davud, Ahmed b. Hanbel ve Taberanî’nin rivayet ettiği bu hadis sahih olarak değerlendirilmiştir. bk. Mecmau’z-Zevaid, 2/263.
8) Ahmed b. Hanbel’in bu rivayetleri sahihtir. bk. Mecmau’z-Zevaid, 10/160.
Yorumlar
Yorum Gönder