KADR
SURESİ
ـ عن مالك: أنَّهُ
بَلَغَهُ أنّ رسول اللّه # أُرِىَ أعْمَارَ أُمَّتِهِ، فََكَأنَّهُ تَقَاصَرَ
أعْمَارَهُمْ أنْ َ يَبْلُغُوا مِنَ الْعَمَلِ مِثْلَ مَا بَلَغَ غَيْرُهُمْ في
طُولِ الْعُمُرِ فَأعْطَاهُ اللّهُ تَعالى لَيْلَةَ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ ألْفِ
شَهْرٍ
İmam Malik'in Muvatta'da kaydına göre şu
rivayet kendine ulaşmıştır:
"Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'e ümmetinin ömrü gösterilmiş. Resulullah
(aleyhissalatu vesselam), önceki ümmetlerin ömrüne nisbetle kısa olduğu için,
amelde onların uzun ömürde işlediklerine yetişemezler diye bu ömrü kısa bulmuş.
Bunun üzerine Cenab-ı Hakk bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi'ni
vermiştir." [Muvatta,
İ'tikaf 15, (1, 321).]
Ümmetine karşı duyduğu fart-ı
şefkat (aşırı) sebebiyle onun her meselesiyle ilgilenen Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) daha önceki ümmetlerin ömrü ile, kendi ümmetinin ömrünü kıyaslayınca,
ahirete gönderilecek salih amel işleme yönüyle kısalık görür. Çünkü
ümmetinin ortalama ömrü Zürkani'nin kaydına göre 60-70 senedir. Rivayetlerde
gelmemiş de olsa, öncekilerin yaş ortalamasının daha uzun olduğu bu hadisten
anlaşılmaktadır. Cenab-ı Hakk, Habibini (aleyhissalatu vesselam) bu meselede
mesrur etmek üzere, lütfuyla bu ümmet-i merhumeye (Allah'ın merhametine mazhar)
Kadir gecesini vermiştir. Bu gecenin kadrini bilip
ihya edenler, tek gecede, bin aylık -ki ortalama 85 yıl eder- bir manevi kazanç
elde edeceklerdir.
Yine Muvatta'da gelen bir
rivayette Said İbnu'l-Müseyyeb şu müjdeli haberi verir: Kadir gecesinin yatsı
namazında hazır bulunan, Leyle-i Kadir'den nasibini almıştır:
مَنْ
شَهِدَ الْعِشَاءَ مِنْ لَيْلةِ الْقَدْرِ فَقَدْ اَخَذَ بِحَظِّهِ مِنْهَا
●
ــ وعن ابن عمر
رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما قال: ]سُئِلَ رسولُ اللّه # عَنْ لَيْلَةِ الْقَدْرِ،
فقَالَ: هِىَ في كُلِّ رَمَضَانَ[. أخرجه أبو داود .
İbnu Ömer (radıyallahu anh)
anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'a Kadir gecesi (Ramazan'ın neresinde?) diye
sorulmuştu.
"- O, Ramazan'ın
tamamında!" diye cevap verdi." [Ebu Davud, Salat, 324, (1387).]
Bin aydan hayırlı olduğu
belirtilen Kadir gecesinin yılın hangi gününe tesadüf ettiğini bilmek en arzu
edilen bir husustur. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a sıkca sorulmuştur. O
da muhtelif açıklamalar yapmıştır.
Ramazan ayının içinde, tek
gecelerinde ve bilhassa son on gününde olabileceğine dair rivayetler vardır.
Ancak hangi günde olacağına dair gelen rivayetler o kadar farklı ve o kadar
çoktur ki, ümmet, bunlardan hareketle -İbnu Hacer'in belirttiği üzere bazısı
batıl- 40'tan fazla görüş ileri sürmüştür. Bu görüşlerden birine göre Kadir
gecesi Ramazan'da değil, yılın herhangi bir gecesindedir. Batıl olduğu
belirtilen birine göre, bu gece bir kereye mahsustur: Kur'an'ın indiği gecedir,
bir daha aranmamalıdır. Şu halde, yukarıdaki rivayeti bu çerçevede
değerlendirmek daha uygundur. Buna göre, Kadir gecesi, Ramazan ayının herhangi
bir gecesinde olabilir, ama Ramazan ayındadır.
Hatta Aliyyu'l-Kari, bu hadise
dayanarak şöyle der: "Faraza bir kimse Ramazan ortalarında veya daha
önce, hanımına: "Sen Kadir gecesinde boşsun" diyecek olsa, müteakib
senenin Ramazan'ı gelinceye kadar hanımı boş olmaz. Bu durumda talak,
yeni Ramazan'da, o sözü sarfetmiş olduğu günde vukua gelir.[4]
●
وعنه رَضِىَ اللّهُ
عَنْهُ ]أنّ رجَاً منْ أصْحَابِ رسول اللّه # أُرُوا لَيْلَةَ الْقَدْرِ في
الْمَنَامِ في السَّبْعِ ا‘وَاخِرِ. فَقَالَ #: أرَى رُؤْيَاكُمْ قَدْ تَوَاطَأتْ
في السَّبْعِ ا‘وَاخِرِ: مَنْ كَانَ مُتَحَرِّيَهَا فَلْيَتَحَرَّهَا في السَّبْعِ
ا‘وَاخِرِ[. أخرجه الثثة والترمذى.
İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)
anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in ashabından bazılarına
(radıyallahu anhüm), rüyalarında, Kadir gecesinin Ramazan'ın son yedisinde
olduğu gösterildi. Rüyaları kendisine anlatılınca Efendimiz (aleyhissalatu
vesselam): "Görüyorum ki, rüyanız son yediye tetabuk etmektedir. Öyleyse,
Kadir gecesini aramak isteyen son yedide arasın" buyurdu." [Buhari,
Teheccüd 21, Leyletü'l-Kadr 2; Müslim, Sıyam 205, (1165); Muvatta, İ'tikaf 14,
(1, 321)]
●
ـ وفي أخرى للبخارى:
عن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: ]قال رسولُ اللّه # تَحَرَّوْا لَيْلَةَ
الْقَدْرِ في الْعَشْرِ ا‘وَاخِرِ مِنْ رَمَضَانَ[ .
Buhari'nin Hz. Aişe'den kaydettiği bir
rivayette, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle demiştir: "Kadir
gecesini, Ramazan'ın son onunda arayın". [Buhari,
Leyletü'l-Kadr 3; Tirmizi, Savm 72, (792).]
●
ـ5ـ وعن أبى سعيد
رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]قال رسول اللّه #: أريتُ لَيْلَةَ الْقَدْرِ
وَرَأيْتُنِى أسْجُدُ في صَبِىحَتِهَا في مَاءٍ وَطِينٍ. فَهَاجَتِ السَّمَاءُ
وَكَانَ الْمَسْجِدُ مِنْ عَرِىشٍ فَلَقَدْ رَأيْتُهُ وَعَلى أنْفِهِ وَأرْنَبَتِهِ
أثَرُ الْمَاءِ وَالطِّينِ ، وَذلِكَ صَبِيحَةَ إحْدَى وَعِشْرِينَ[ أخرجه الستة إ
الترمذى .
5. (872)- Ebu Said (radıyallahu anh)
anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kadir
gecesi bana (bugün rüyamda) gösterildi, (şu anda hangisi olduğunu unuttum). O
gecenin sabahında kendimi su ve toprak içinde secde eder
buldum." Derken hava bozdu, yağmur başladı. Zaten mescid çardak
şeklindeydi (üstü ağaç dallarıyla örtülü idi). Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'ın burnu (alnı) üzerinde ve burun yumuşaklarında su ve toprak
bulaşığını gördüm. O gün Ramazan'ın yirmi birinci sabahıydı." [Buhari,
Leyletü'l-Kadr 1, 13; Müslim, Sıyam 215, (1165); Ebu Davud, Salat 320,
(1382-1383) [Veya Ramazan 3]; İbnu Mace Savm, 56, (1766); Muvatta, İ'tikaf 9 (1,
319).]
●
ـ وعن عبد الرحمن بن
عبيد الصُّنابحى ]عَمَّنْ أخْبَرَهُ عَنْ بَِل رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: أنَّهُ
سَمِعَ رسول اللّه #
يَقُولُ في لَيْلَةِ
الْقَدْرِ: إنَّهَا أوَّلُ السَّبْعِ مِنَ الْعَشْرِ ا‘َواخِرِ: يَعْنِى ليْلَةَ
ثََثٍ وَعِشْرِينَ[. أخرجه البخارى .
- Abdurrahman İbnu Ubeyd es-Sunabihi
Hz. Bilal-i Habeşi (radıyallahu anh)'den nakledilen şu hadisi rivayet eder: Hz.
Bilal, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın Kadir gecesi hakkında şöyle
söylediğini işitmiştir: "O, son ondan yedinin ilkidir: Yani yirmi üçüncü
gece." (Buhari'de bulunamamıştır).[8]
●
ـ7ـ وعن ابن عباس
رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما قال: ]الْتَمِسُوهَا في أرْبَعٍ وَعِشْرِينَ[. أخرجه
الشيخان
7. (874)- İbnu Abbas (radıyallahu
anhüma): "Kadir gecesini (Ramazan'ın) yirmi dördünde arayınız"
buyurdu. [Buhari,
Leyletü'l-Kadr 3.]
Bu rivayette Kadir gecesinin
çift rakama rastlaması mevzubahs olmaktadır. Halbuki başka rivayetlerde,
"tek rakamlı gecelerde olacağı" ifade edilmiştir. Ancak,
şarihler, Arapların adeti üzere ayı sondan sayınca, 24'üncü gecenin 7 olacağını
söylemek suretiyle ortaya çıkan müşkilin giderilebileceğini belirtmişlerdir.
●
ـ وعن زرّ بن
حُبَيْشٍ قال: ]قُلْتُ ‘بىِّ بْن كَعْبٍ إنَّ ابنَ مَسْعُودٍ يَقُول: مَنْ قَامَ
سَنَتهُ أصَابَ لَيْلَةَ الْقَدْرِ. قَالَ: وَالَّذِى َ إلَهَ إَّ هُوَ إنَّها
لَفِى رَمضَانَ، وَإنَّهَا اَللَّيْلَةُ الَّتِى أمَرَنَا رسولُ اللّه #
بِقِيَامِهَا، هِىَ لَيْلَةُ سَبْعٍ وَعِشْرِينَ. وَأمَارتُهَا أنْ تَطْلُعَ
الشَّمْسُ في صَبِيحَتِهَا بَيْضَاءَ َ شُعَاعَ لَهَا[. أخرجه مسلم .
- Zirr İbnu Hubeyş anlatıyor:"Ubey
İbnu Ka'b (radıyallahu anh)'a dedim ki, "İbnu Mes'ud (radıyallahu anh):
"Bütün sene geceleri kalkan kimse Kadir gecesine tesadüf edebilir diyormuş
(ne dersiniz?)." Bana şu cevabı verdi: "Kendisinden başka ilah
olmayan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun, Kadir gecesi Ramazan ayındadır. Ve
o gece, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın bize kalkmamızı emrettiği
gecedir, o da yirmi yedinci gecedir. Bunun emaresi, o gecenin sabahında güneşin
beyaz ve ışınsız olarak doğmasıdır." [Müslim, Müsafirin
179. (762).]
●
ـ وعن يوسف بن سعد
قال: ]قامَ رَجُلٌ إلى الحسَنِ بْنِ عَلىٍّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما بَعْدَ مَا
بَايَعَ مُعَاوِيةَ، فقَالَ سَوَّدْتَ وُجوُهَ المُؤمِنينَ، أو يَا مُسَوِّدَ
وَجُوهِ المُؤمِنينَ فقَالَ: َ تُؤَنِّبْنِى رَحِمَكَ اللّهُ، فإنَّ النَّبىَّ #
رَأى بَنِى أُمَيَّةَ عَلى مِنْبَرِهِ فَسَاءَهُ ذلِكَ. فَنَزلَتْ: إنَّا
أعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ، وَنَزَلَ إنَّا أنْزَلْنَاهُ في لَيْلََةِ الْقَدْرِ
وَمَا أدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ ألْفِ
شَهْرٍ. يَمْلِكُهَا بَعْدَكَ بَنُو اُمَيَّةَ. قَالَ الْقَاسِمُ بنُ الْفَضْلِ
رَحِمَهُ اللّهُ فَعَدَدْنَا فَإذَا هِىَ ألْفُ شَهْرٍ َ تَزِيدُ وََ تَنْقُصُ[.
أخرجه الترمذى .
Yusuf İbnu Sa'd anlatıyor:
"Hasan İbnu Ali
(radıyallahu anhüma), Hz. Muaviye'ye biat ettikten sonra, bir adam yanına
gelip: "Mü'minlerin yüzünü kara ettin (veya: Ey mü'minlerin yüzünü
karartan adam) (diye öfkesini) dile getirdi. Hz. Hüseyin (radıyallahu
anh) adama (tatlılıkla mukabele etti):
"- Allah'ın rahmetine
banasıca, niye böyle şiddetli çıkışıyorsun. Nitekim Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) Beni Ümeyye'yi (sağken rüyasında, tek tek halife olup) minbere çıkmış
gördü. Bu onu üzmüştü ki şu ayetler indi:
"Biz sana Kevser'i
verdik" (Kevser
1).
"Biz onu sana Kadir
gecesinde indirdik. Kadir gecesinin (o büyük fazilet ve şerefini) sana bildiren
nedir? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır (Bu gece senden sonra Beni
Ümeyye'nin saltanat süreceği) bin aydan hayırlıdır."
Kasım İbnu'l-Fadl (merhum der
ki: "Beni Ümeyye'nin iktidar müddetlerini ay olarak saydık, tam bin aydı,
ne fazla ne eksik." [Tirmizi, Tefsir,Kadr, (3347).]
Kadr suresini bir başka yönden
açıklayan bir rivayetle karşı karşıyayız. Bu rivayete göre, sure Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'in gördüğü bir rüyadan duyduğu üzüntü üzerine
inmiştir. Şöyle ki: Rüyasında, Emevilerin hilafete geçeceğini, halife olacak
kimseleri "kendi minberine oturmuş" olarak teker teker görüyor ve bu
duruma üzülüyor.
Bunun üzerine, Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'ı teselli etmek üzere iki sure iniyor:
Kevser ve Kadr. Kevser suresi ile -açıklanacağı üzere- Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'e pek çok nimetlerin verildiği müjdelenmiştir.
Kadr suresi ise, bu ilahi
nimetlerden biri olarak kendisine Kadir gecesinin de verildiğini, sadece
bu gecenin, üzülmüş bulunduğu bin aylık Emevi saltanatından çok daha hayırlı
olduğunu bildirmiştir. Böylece, bu sure istikballe ilgili gaybı ihbar
grubuna giren bir mucize olmuş oluyor.
İstikbali haber veren Kur'an-ı
Kerim'in başka mucizeleri de var. Rum suresi ile ilgili rivayette bir
tanesi açıklanmış idi. (734. Hadis). Rivayette kaydedilen Kasım İbnu Fadl'ın
sözüyle ilgili olarak Mubarekfuri şu açıklamayı nakleder: "Bu bin
aylık müddet 83 yıl 4 ay yapar.
Emevilerin hakimiyeti, Hz. Hasan'ın, Hz.
Muaviye (radıyallahu anhüma)'ye bey'atı ile başlar. Bu ise, hicretin kırkıncı
senesinin başına tesadüf eder. Devletlerinin Ebu Müslim Horasani eliyle
son bulması, hicri 132 yılına rastlar. Arada 92 yıl var. Bundan 8 yıl sekiz
aylık Abdullah İbnu Zübeyr'in hilafet müddetini çıkaracak olursak geriye tam
tamına 83 yıl 4 ay kalır."
Tercümede parantez içerisinde
kaydettiğimiz "sağken rüyasında, tek tek halife olup.." şeklindeki
ziyade kısım İbnu Cerir et-Taberi'nin rivayetinden alınmıştır:
اُرِىَ
فِى مَنَا مِهِ بَنِى اُمَيَّةَ يَعْلُونَ مِنْبَرَهُ خَلِيفَةً خَلِيفَةً
Ayette bildirilen,
Kur'an-ı Kerim'in, Kadir gecesinde inme hadisesi, Levh-i Mahfuz'dan dünya
semasına bir bütün olarak inme vak'asını noktalamaktadır. Alimler, bu ayeti
umumiyetle böyle açıklarlar. Dünya göğündeki katip meleklere o gece toptan
indirilen Kur'an-ı Kerim, bilahare, Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla,
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a 23 yıllık hayatı boyunca, parça parça
indirilecektir.
Mamafih, bu surede Kur'an
nüzulüne başlanan ilk geceden söz edildiğini anlayan alimlerimiz de olmuştur.
Bu anlayışa göre, ilk nazil olan vahiy kabul edilen Alak suresinin ilk beş
ayeti -ki "oku" emriyle başlar- bu gece nazil olmuş demektir.
Şah Veliyyullah Dehlevi, Kadir gecesinin iki
olduğunu söyler ve bu babta gelen farklı rivayetleri te'lif edici bir açıklama
sunar, kaydetmede fayda umuyoruz:
"Birisi, Duhan suresinin dördüncü
ayetinde "(O, bir gecedir ki) her hikmetli iş, nezdimizden sadır olan bir
emr ile, o zaman ayrılır" diye ifade ve işaret edilen gecedir. Kur'an-ı
Kerim bu gecede toptan indirilmiştir. Sonra peyderpey vahyedilmiştir. İşte bu,
sene içerisinde bir gecedir. Bunun Ramazan ayında olması gerekmez. Ne var ki,
Ramazan ayında olması da galib ihtimaldir. Alimler, bu gecenin, Kur'an-ı
Kerim'in nüzulü sırasında Ramazan'da olduğu hususunda ittifak ederler.
İkinci Kadir gecesi, arza meleklerin
indiği ve bir nevi ruhaniyetin intişar ettiği gecedir. Müslümanlar o geceyi
zikir ve ibadetlerle ihya ederler. Herbirinin elde ettiği nur, karşılıklı
olarak birbirine in'ikas eder ve böylece feyizleri kat kat artar, (bunun
bereketine) rahmet melekleri kendilerine yaklaşır, şeytanlar da uzaklaşır,
duaları icabete, ibadetleri makbuliyete mazhar olur. İşte bu gece, Ramazan'ın
son on günündeki tek gecelerden birindedir. Bu, bazı yıllarda öndedir, bazı
yıllarda sondadır. (Yani bazan Ramazan'ın 21, 23, 25'inci gecelerinde bazan da
27, 29 gibi sondaki teklerdedir, belli bir gecede sabit değildir). Ama son onun
haricine çıkmaz.
Şu halde belirttiğimiz önceki
Kadir gecesini kasteden (rivayet)ler, onun senenin tamamı içinde olduğunu
söyler. İkinci Kadir gecesini kasteden (rivayet)ler de onun Ramazan'ın son
onunda olduğunu söyler."
Dehlevi bu açıklamasını şahsi
karihasına veya keşif ve kerametine dayanarak yapmadığına işareten, daha
önce, meallerini vermiş olduğumuz hadislerden iki tanesini (870, 872)
kaydeder:
»اُرِىَ رُؤيا كم قد قد طواطأت فى
السبع ا‘واخِر فمن كان متحريها فليتحرها فى السَّبْع ا‘واخْر« اُرِيتُ هذه الليلة
ثم اُنْسِيتُهَا وَقَدْ رَاَيْتُنِى اَسْجُدُ فى ماء وطين »فَكَانَ ذ لِكَ فِى
لَيْلَةِ اِحْدى وعِشْرِينَ«
Dehlevi sözlerini şöyle
tamamlar:"Bu hususta Ashab'ın ihtilafı, o geceyi yakalamadaki ihtilafa
dayanır. O geceyi yakalayanların yaptığı dualardan biri şu idi:
اللَّهم إنَّك عَفُوٌّ تُحِبُّ
الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّى
"Ey Rabbim, sen
affedicisin, affetmeyi seversin, ben günahkar kulunu da affet"
(Hüccetullahu'l-Baliğa'dan). İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve
Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/395-397.
●●●
Necdet İÇEL
Yorumlar
Yorum Gönder