Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
HELÂK OLMA SEBEPLERİ Hz. Nuh aleyhisselam devrinden günümüze kadar pek çok kavimler helâk olmuşlardır. Allah onların yerine başkalarını getirmiş ve bu kanun sünnetullah olarak, cebri determinizm içerisinde devrimize kadar devam etmiş gelmiştir. Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur prensibiyle diyebiliriz ki, daha önceki kavimleri helâk eden sebepler ne ise, bugün de aynı sebepleri yaşayanların da sonuçları benzeri gibi olacaktır. Allah’ın gücü, kavimleri helâk ettiği gibi aynı sebepleri yaşayan bugünkü toplumları helâk etmeye de gücü yeter: “De ki: Allah’ın gökten ve yerden size azap göndermeye gücü yeter…” (En’am:65) Allah kavimlerin başına felâketler gönderirken -hâşâ- Onlar’a zulmetmez: “Şüphesiz ki, Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler…” (Yunus:44) Helâk olanlar şu sebeplerle helâk olmuşlardır: Helâk olmanın en önemli ve birinci sebebi bütün çeşitleriyle zulümdür. Özellikle idareciler halkına zulmediyorlarsa felâketleri...

ȂD KAVMİ VE ȂDÎLİK

ȂD KAVMİ VE ȂDÎLİK Kur’an-ı Kerîm de, peygamberlik sıralaması içerisinde, dördüncü sırada olan  Hz.Hȗd aleyhisselamın kavminin adı  Ȃd’idi. Hz.Nuh’un tufanından kurtulanlar soyundan idi. Yurtları Ăhkaf’tı.  Arapçada kelimenin sonunda , uzatan bir (î) harfi varsa, o âidiyet ifade eder. Konevî Konyalı demektir. Mekkî Mekkeli demektir. Misalleri çoğaltabilirsiniz. Türkçemize çok iyi yerleşen, hakâret manasında kullandığımız Ȃdî kelimesi de, Ȃd kavminden olan, Ȃd kavminin yaptıkları işi yapan manasında kullanılır. Bağışlayın aşağılık adam manalarına gelir. Ȃdi insan dendiği zaman, denî,sakîl, rezîl, zelîl gibi manâları ifade eder. Acaba Ȃd kavmi  ne yaptı ki, bizler de denî, aşağılık insanlara Ȃd kavmine izafe ederek, adî  insan deriz? Bir insana adî desek kızar. Aslında Ȃd kavminin  yaptıkları fiilleri yapan  kimse manasına gelir. Cenâb-ı Hak Ȃd kavmine, Hȗd peygamberi  göndermiştir. O dönemde Ȃd kavminin lideri, Şeddâd adında bi...
İFTİRA EDENLERİN AKIBETİ Kur’ân-ı Kerîm’de iftira, aynı kökten gelen kelimelerle elli dokuz farklı yerde, muhtelif ve çeşitli manalarla geçmektedir.   Sözlükte, “yalan söylemek, uydurmak, asılsız isnatta bulunmak” gibi manalara gelen iftira, terim olarak “bir kimseye veya bir gruba asılsız olarak suç, günah, kusur sayılan bir söz, davranış isnat etmek” manalarında kullanılmaktadır.   İftira günlük dilde, ifk, bühtan; hukuk dilinde ise gazf tabiri de zina iftirası yerinde kullanılan farklı iftira çeşitleridir.   En büyük iftira Allah’a yapılandır. “Allah çocuk edindi”, “Melekler Allah’ın kızlarıdır” veya “Allah’a eş ortak koşmak” Allah’a yapılan en büyük iftiralardır.   Bir insana uluhiyet verme, Allah’ın sıfatlarına haizdir deme, rububiyet isnadında bulunma da kula yapılan en büyük iftiralardandır.   “… Filan şahıs Allah’ın bütün vasıflarına haiz…” deme, Allah’a karşı öyle bir iftiradır ki, Allah’ın gayzı feveran eder, tecelli etse nerede ise sem...