Ana içeriğe atla
HELÂK OLMA SEBEPLERİ

Hz. Nuh aleyhisselam devrinden günümüze kadar pek çok kavimler helâk olmuşlardır. Allah onların yerine başkalarını getirmiş ve bu kanun sünnetullah olarak, cebri determinizm içerisinde devrimize kadar devam etmiş gelmiştir.
Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur prensibiyle diyebiliriz ki, daha önceki kavimleri helâk eden sebepler ne ise, bugün de aynı sebepleri yaşayanların da sonuçları benzeri gibi olacaktır.
Allah’ın gücü, kavimleri helâk ettiği gibi aynı sebepleri yaşayan bugünkü toplumları helâk etmeye de gücü yeter: “De ki: Allah’ın gökten ve yerden size azap göndermeye gücü yeter…” (En’am:65)
Allah kavimlerin başına felâketler gönderirken -hâşâ- Onlar’a zulmetmez: “Şüphesiz ki, Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler…” (Yunus:44)

Helâk olanlar şu sebeplerle helâk olmuşlardır:
Helâk olmanın en önemli ve birinci sebebi bütün çeşitleriyle zulümdür.
Özellikle idareciler halkına zulmediyorlarsa felâketleri burunlarının ucundadır. Beşer tarihinde en büyük helâketlere maruz kalanlar firavun ve toplumlarıdır. İşledikleri zulümler buna sebebiyet vermiştir.
“Peygamberlerinin getirdikleri delilleri yalanlayıp zulmettikleri vakitte Onlar’ı helâk ettik. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız.” (Yunus:13)
“Zalim olan nice beldeyi kırıp geçirdik…” (Enbiya: 11)
“Azabımız Onlar’a geldiğinde ‘Biz gerçekten zalimlerdenmişiz’ dediler.” (A’raf:5)
Kuran-ı Kerim’de onca ayet zalimlerin dünyadaki kötü sonuçlarına, felâketlerine dikkat çekmektedir: (İbrahim:13, A’raf:41; Enbiya 29; Ankebut:40)
Helâk olma sebeplerinden bir tanesi de toplumda işlenilen kötülüklerdir. Kötülük işleyenlere, Onların kötülük olduğunu bilenler usulünce engellemezlerse bela ve musibet şiddetlenir, felâket de hızlanır.
“Ad ve Semud ülkelerinde azgınlık ettiler, oralarda kötülüğü çoğalttılar. Bu yüzden Rabbim Onlar’ın üzerine azab yağdırdı.” (Fecr:6-14)
“İnkar eden ve başkalarını Allah’ın yolundan alıkoyanlar; şüphesiz doğru yoldan uzaklaşmışlardır. "(Nisa:167)
Ahlaksızlık ta helâk olma sebeplerinden bir tanesidir.
“Onlardan her birini günahı sebebi ile cezalandırdık. Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgarlar gönderdik. Kimini korkunç bir ses yakaladı. Kimini yerin dibine geçirdik. Kimini de su da boğduk. Allah Onlara zulmetmiyor, Onlar kendilerine zulmediyorlar.” (Ankebut: 40)
“… Günahları sebebiyle onları helâk ettik.” (En’am:6)
Uyarılara kulak asılmaması da helâk olma sebeplerindendir.
“Azaba uğrayanlar peygamberlerini yalanladılar; ‘Hayır siz de bizim gibi insandan başka bir şey değilsiniz’ dediler.” (Yasin:15)
Allah’ın verdiği nimetlere karşı nankörlük te hem dünyevi hem de uhrevi felâketlere sebebiyet vermişlerdir.
“Allah’ın bol olan nimetlerine karşı nankörlük ettiler, Allah’ta Onlar’a açlık ve korku sıkıntısı verdi.” (Nahl: 112)
“Allah’tan gelen uyarılara geçmişin masalları demeleri yüzünden…” (En’am:25) helâk olan kavimlerin de sayısı az değildir.
“Allah’ı bırakıp başka tanrılar edinmek, peygamberlerine iftira edip, Onlar’la alay etmek ve Onlar’a zarar vermek te helâk olma sebepleri içerisinde zikredilmiştir
Helâk olma sebeplerinin en başında zalimliğe denk olarak ifade edebileceğimiz zorbalıklar ve bozgunculuklardır
Özellikle gücü elinde tutanların zorba ve despot olmaları tarihin bütün dönemlerinde onların helâk olmalarına sebebiyet vermiştir.
Cenab-ı Hak: “Bir millet kendi durumunu değiştirmedikçe onun durumunu değiştirmez.” (Ra’d:1) buyurmaktadır.
Bir millet kendi içerisinde yukarıda sayılan felâkete ve helâkete maruz kalma sebeplerine göre menfi bir şekilde değişirse Allah ta onları helâk eder.
Helâkete doğru gittiğimizin bütün emareleri görünmektedir. Bütün bunlarından Allah’a sığınırız.


NECDET İÇEL

Bu blogdaki popüler yayınlar

                                  HURÛF-EBCED-CİFİR Harflerle rakamlarda tabiat ve hadiseleri etkileme gücünün bulunduğu veya bunların gaybdan haber vermede yararlı olduğu iddiasına dayanan sözde bir ilim. Literatürde daha çok ilmü’l-hurûf olarak geçmektedir. Gizli anlamlar içerdiği kabul edilen harflerin insana ve tabiata tesir ettiği inancına eski Mısır, Yakındoğu ve Hint uygarlıklarında, daha sonraları yahudi, hıristiyan ve İslâm kültürlerinde rastlamak mümkündür. Grek filozofları arasında da bu telakki zaman zaman kabul görmüştür. Nitekim Pisagor , âlemin ilk prensibinin aralarında bir düzen ve uyum bulunan sayılar olabileceğini ileri sürmüştür. Kaynaklarda Aristo’nun bile sayı ve harflerin esrarıyla ilgili bir eser yazdığı kaydediliyorsa da Arapça’da Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâse denilen bu kitabın uydurma...
                         BEŞİNCİ LEM’A   “…HASBÜNALLÂHU VE Nİ’MEL VEK Ȋ L” (Âl-İ İmran:173)        “Onlar (o mü’minler) öyle kimselerdir ki, halk kendilerine; ‘Düşmanınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!’ dediklerinde, 
 bu söz onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter, O ne güzel vekildir! dediler.” 
 (Âl-i İmrân:173) Üstad hazretleri Risale-i Nur’u te’lif ederken bazı yerleri isim verdği halde telif etmemiştir.Bunlardan birtanesi de 5.Lem’adır.Keşke 5.Lem’ayı te’lif etseydi ve İbrahim aleyhisselâmın “ hasbî ve halîl olma” kahramanlığını bütün yönleriyle öğrenme şansına sahip olabilseydik. Çünkü bizim mesleğimiz (21.Lem’ada da anlatıldığı gibi) haliliyedir.Halil olan da ‘Halilullah’ makamının sahibi Hz.İbrahim aleyhisselâmdır. Halîlullah olan (Allah’ın dostu) İbrahim aleyhisselâm, hasbî’ni...