GERÇEK DEVLET BAŞKANI
Çiçeklerin bir yapayı ve birde gerçeği olduğu gibi, her
şeyin ve her varlığın bir sun’isi ve birde gerçek olan hakikisi vardır.
İddia başka, rüştünü ispat etmek ise tamamen başkadır.
Devlet başkanlığını
iddia edenler olduğu gibi, rüştünü ispat edenleri de vardır. Devlet
başkanlığında rüştünü ispat edenlerden bir tanesi de, hem mana hem madde
âleminde sultan olan Hz. Davut aleyhisselâmdır.
Davud aleyhisselâm; İsrâil oğullarına devlet başkanı olduğu zaman,
kılık değiştirip kendisini belirsiz ederek halk arasına karışmayı ve kendisinin
icraat ve gidişatı hakkında soruşturma yapmayı adet edinmişti.
Çarşıda, pazarda gördüğü
kimsenin hemen yanına varır; ona ‘’Davud hakkında ne dersin?’’ diye sorar, o
da, onu över ve hayırlı olduğunu söylerdi.
Kendisi hakkında soruşturma yapıp da, ibadette, gidişatta ve
adalette hayırlı olduğunu övmeyen bir kimse yoktu.
Davud aleyhisselâm, böyle, her karşılaşıp sorduğu
kimselerden: ‘’O, kendisi için de, ümmeti için de, Allah’ın yarattıklarının hayırlısıdır!’’
cevabını aldığı günlerden bir gün de idi ki, yüce Allah insan suretine koyduğu
bir Meleği, onunla karşılaştırdı.
Davud
aleyhisselam onu görünce, âdeti vechile, başkalarına sora geldiği gibi,
kendisini ona da sordu: ‘’Şu devlet başkanı Davud hakkında ne dersin?’’
İnsan suretinde görünen Melek: ‘’O, ne iyi
adamdır. Kendisi ve ümmeti için insanların en hayırlısıdır. Ne olurdu,
kendisinde olan bir şey de olmasaydı, kâmil olurdu!’’ dedi.
Davud
aleyhisselâm bunu hayret ve merak ederek: ‘’Ey Allah’ın kulu nedir o şey?’’
diye sordu,
Melek insan: Davud, beytülmalden (Devlet
hazinesinden), Müslümanların malından yiyor,
rızıklanıyor, ev halkına da yediriyor. Ne olurdu o, ev halkına beytülmalden
yedirmeseydi! Keşke, kendisi elinin emeğinden yeseydi, faziletlerini
tamamlardı!’’ dedi.
Bu, Davud aleyhisselâmı uyarmaya yetti. Davud aleyhisselâm
Hz.Allah’a: ‘’Ey Allah’ım rızkın en güzeli hangisidir?’’ diye sordu.
‘’Ey Davud! Elinin emeğidir’’
buyuruldu.
Davud aleyhisselâm hemen geri döndü. Kendisini
ve ev halkını beytülmal’a muhtaç etmeksizin, elinin emeği ile geçindirecek bir
geçim yolu ihsan etmesini, bir san’at öğretmesini ve onu, kendisine kolaylaştırmasını
Hz.Allah’tan diledi.
Hz.Allah da ona demiri hamur gibi yumuşatacak bir kudret
ihsan etti. Demir; ateş’e sokulmaksızın, çekiçle vurulmaksızın, Davud
aleyhisselamın elinde mum, hamur ve çamur gibi olur, Davud aleyhisselâm, onu
istediği şekle koyardı.
Hz.Allah ona, zırh gömlek yapma san’atını da
öğretti. Böylece o zırh gömlek yapıcısı oldu. Yaptığı zırh gömleğini de
giyenlerin ilki oldu.
Davud aleyhisselâm; her gün bir zırh gömlek
yapar, yaptığı her zırhı Dört bin dirheme satar. Bundan hem kendisinin, hem ev
halkının geçimini sağlar hem de yoksullara ve fakirlere tasaddukta bulunurdu.
Efendimiz aleyhisselam Hz. Davud aleyhisselâm için: ‘’O, kendi elinin emeğinden
başkasını yemezdi.’’
Davud aleyhisselam ideal bir devlet başkanı idi.
Devlet hazinesine el uzatmadığı, kendi el emeği ile geçindiği için hem Hak hem
de halk tarafından sevilirdi.
Kendisinden nefret edilenler bu noktaları
nazar-ı dikkate almalıdırlar.
Necdet İÇEL
Yorumlar
Yorum Gönder