Ana içeriğe atla

FİTNE ZÂLİMLERİ  TEMİZLER

    Fitne sırasında emr-i bi´l-ma´ruf ve nehy-i ani´l-münkerde bulunurken, icabında bunu terke kadar varacak bir teennî içerisinde olmanın ehemmiyetini ifâde zımnında diğer bazı nassları da burada kaydedebiliriz: İbnu´l-Arabî´nin Ahkâmü´l-Kur´ân´da kaydettiği bir rivayette Hz. Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurmaktadır: "Fitneden ikrâh etmeyin, zira o, münâfıkların hasadıdır."
Taberânî´nin Evsat´ından naklen verilen şu hadis de bu mâ´nayı te´yîd eder: Allah diyor ki: "Ben buğz ettiklerimden yine buğz ettiklerim vâsıtasıyla intikam alır, sonra da her birini cehenneme yollarım."
Yukarıdaki rivâyetlerle mânası te´yîd edilen şu rivâyet de dikkat çekicidir; "Zâlim kimse, Allah´ın yeryüzündeki adâleti (ne bir vâsıta)dır. Önce onun vâsıtasıyla intikamını çıkarır, sonra da ondan intikam alır."
Âlimlerin sened yönünden zayıf olduklarını belirttikleri bu rivayetlerin ifade ettikleri mânanın doğruluğunu şu âyet te´yîd etmektedir: "İşte biz, zâlimlerden kimisini kimine, irtikâb etmekte oldukları (günahlar) yüzünden, böylece musallat ederiz."(En’am: 129)
İmâm Mâlik´in saltanat kaygısına düşen liderler hakkında şöyle dediği kaydedilir: "Mevcut imama karşı bir yenisi çıkacak olur ise, Ömer Bin Abdülaziz gibi birisi için yeni çıkanı defetmek bir vecibedir. Fakat (onun gibi değerli olmayan bir kimse ise) bırak onu, Allah zâlimden kendisi gibi biri vasıtasıyla intikam alıyor demektir. Bilâhare ikisinden de intikamını alacaktır."
Günlerden beri Türkiye’de konuşulan ve asr-ı saadetin son devrinden günümüze kadar alem-i İslam’ı kasıp kavuran fitnelerden hep şikayet eder olduk. Sebebiyet verenler birileri olsa bile, fakat bunları yaratan şüphesiz ki Allah’tır. “Acaba Allah bu fitneleri neden yaratıyor?” nazarıyla hadiseye bakmak, tevhide ve hikmete uygun bir bakış tarzıdır. Allah zâlim olmayacağına göre, fitnelerle meydana gelen bu zulüm acaba nedendir?
Allah günahkâr mü’minlerin günahlarını temizlemek, günahı az olanların manevî derecelerini yükseltmek ve zâlimle de diğer bir zalimden intikam almak için bunları yaratmış olabilir.
Tebliğ ve irşad hizmeti yapan dâvâ cemaatinin içine, menfaat veya başka ve kötü niyetlerle girmiş kimselerin, münâfıkların temizlenip, cemaatın tasaffî ederek güç kazanabilmesi için böyle bir hâdiseye hikmet açısından ihtiyaç vardı.
Tasaffî etmiş cemaat Medine ruhunu kazanmıştır. Medine ruhu ise, kendi içindeki fitneyi ve fitnecileri temizler.
 Ebu Hureyre radıyallahü anhdan rivâyet edildiğine göre, Resulullah aleyhisselâm  şöyle buyurmaktadır:

        “Ben öyle bir şehre hicretle emrolundum ki, bu şehir, diğer şehirlere üstün gelir. Münafıklar bu şehre “Yesrib” derler. Bu şehir, “Medine”dir. İn­sanların kötülerini demirci körüğünün demirin kirini giderdiği gibi giderir.”  
(Buhârî, Fezâilu'l-Medine 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/237, 247, 384)
Bizler, çilelerle bu ruhu kazandıktan sonra, fitneciler, zâlimler kendi fitne ve zulümler içinde boğulup, yok olup temizleneceklerdir.
 Şurası muhakkaktır ki; Allah bizleri birbirimizle imtihan ettiği gibi, fitnelerle de imtihan etmektedir. Zaten fitne kelimesinin diğer bir anlamı da imtihandır.
Baba sulbünden çıkan her sperm, varoluşa doğru koşar fakat kader kimin yoluna su serptiyse o, hayatiyete mazhar olarak insan halinde bu dünyaya gelir.
Cenâb-ı Hakk’ın hâlis olan insanların yoluna su serpeceğine inanıyor, kendisinden muhlis ve muhlâs olmamızı diliyoruz.

                                                                                                Necdet İÇEL

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

                                  HURÛF-EBCED-CİFİR Harflerle rakamlarda tabiat ve hadiseleri etkileme gücünün bulunduğu veya bunların gaybdan haber vermede yararlı olduğu iddiasına dayanan sözde bir ilim. Literatürde daha çok ilmü’l-hurûf olarak geçmektedir. Gizli anlamlar içerdiği kabul edilen harflerin insana ve tabiata tesir ettiği inancına eski Mısır, Yakındoğu ve Hint uygarlıklarında, daha sonraları yahudi, hıristiyan ve İslâm kültürlerinde rastlamak mümkündür. Grek filozofları arasında da bu telakki zaman zaman kabul görmüştür. Nitekim Pisagor , âlemin ilk prensibinin aralarında bir düzen ve uyum bulunan sayılar olabileceğini ileri sürmüştür. Kaynaklarda Aristo’nun bile sayı ve harflerin esrarıyla ilgili bir eser yazdığı kaydediliyorsa da Arapça’da Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâse denilen bu kitabın uydurma...
HELÂK OLMA SEBEPLERİ Hz. Nuh aleyhisselam devrinden günümüze kadar pek çok kavimler helâk olmuşlardır. Allah onların yerine başkalarını getirmiş ve bu kanun sünnetullah olarak, cebri determinizm içerisinde devrimize kadar devam etmiş gelmiştir. Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur prensibiyle diyebiliriz ki, daha önceki kavimleri helâk eden sebepler ne ise, bugün de aynı sebepleri yaşayanların da sonuçları benzeri gibi olacaktır. Allah’ın gücü, kavimleri helâk ettiği gibi aynı sebepleri yaşayan bugünkü toplumları helâk etmeye de gücü yeter: “De ki: Allah’ın gökten ve yerden size azap göndermeye gücü yeter…” (En’am:65) Allah kavimlerin başına felâketler gönderirken -hâşâ- Onlar’a zulmetmez: “Şüphesiz ki, Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler…” (Yunus:44) Helâk olanlar şu sebeplerle helâk olmuşlardır: Helâk olmanın en önemli ve birinci sebebi bütün çeşitleriyle zulümdür. Özellikle idareciler halkına zulmediyorlarsa felâketleri...
                         BEŞİNCİ LEM’A   “…HASBÜNALLÂHU VE Nİ’MEL VEK Ȋ L” (Âl-İ İmran:173)        “Onlar (o mü’minler) öyle kimselerdir ki, halk kendilerine; ‘Düşmanınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!’ dediklerinde, 
 bu söz onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter, O ne güzel vekildir! dediler.” 
 (Âl-i İmrân:173) Üstad hazretleri Risale-i Nur’u te’lif ederken bazı yerleri isim verdği halde telif etmemiştir.Bunlardan birtanesi de 5.Lem’adır.Keşke 5.Lem’ayı te’lif etseydi ve İbrahim aleyhisselâmın “ hasbî ve halîl olma” kahramanlığını bütün yönleriyle öğrenme şansına sahip olabilseydik. Çünkü bizim mesleğimiz (21.Lem’ada da anlatıldığı gibi) haliliyedir.Halil olan da ‘Halilullah’ makamının sahibi Hz.İbrahim aleyhisselâmdır. Halîlullah olan (Allah’ın dostu) İbrahim aleyhisselâm, hasbî’ni...