Ana içeriğe atla
HİKMETLİ  VEZİRLER

  Hikmet; dinde fıkıh ve akıl, söz de isabet demektir. Yüce Allah tarafından lokman aleyhisselâma hikmet verilmişti.
Lokman aleyhisselâm; krallık veya hikmet arasında muhayyer bırakılmıştı. O hikmeti tercih etmişti. Lokman aleyhisselâm; Dâvud aleyhisselâma hikmeti ve ilmi ile vezirlik ederdi.
Davud aleyhisselam nebiyy ve sultan olmasına rağmen, Lokman aleyhisselama imrenir; ‘’Ne mutlu sana ey lokman! Sana, hikmet verilmiş ve senden belâ geri çevrilmiştir.’’ derdi.
Hikmet sahibi olan Lokman aleyhisselam, çok düşünen, keskin ve iyi görüşlü, çok susan bir kuldu. O Allah’ı sevmiş, Allah da O’nu sevmiş ve kendisine hikmet ihsan etmişti.
Meşhur Müslüman ve Yahudi alimi Vehb b.Münebbih: ‘’Lokman Hekimin hikmetlerinden onbin bab kadar okudum. İnsanlar O’nun sözlerinden daha güzel söz işitmemişlerdi. Sonra, baktım ve gördüm ki; insanlar, O’nun sözlerini kendi sözlerine katıyor, hutbe ve risalelerinde O’ndan faydalanıyorlardı.’’ demiştir.
Lokman aleyhisselâm daha önce çoban iken Davud aleyhisselâma vezir ve devrin en büyük hekimi olmuştur. O’na soruldu; ‘’Şu hal sana nasıl ve nereden geldi?’’ Lokman aleyhisselâm:
‘’ Doğru sözlü olmak, emaneti yerine vermek, mâlâyâniyi terk etmekle’’ dedi.
Lokman aleyhisselâm hikmet sahibi olmak isteyenlere kendisinin nasıl hikmet sahibi olduğunu anlatarak tavsiyede bulunurdu: ‘’Ben gözümü yumarım (harama bakmam), dilimi tutarım, ihtirasımı önlerim, edep yerimi korurum, kıyâmımı (namazımı) uzatırım, verdiğim sözü yerine getiririm, misafirimi iyi ağırlarım, komşumu korurum,  mâlâyâni’mi (boş ve yararsız söz ve işlerle uğraşımı) bırakırım. İşte bunlar, beni gördüğün gibi yaptı’’ derdi.
Lokman aleyhisselâma: ‘’insanların en şerlisi hangisidir?’’ diye sorulmuştu. O: ‘’Kendisini, halkın kötü görmesine aldırış etmeyendir’’ derdi.
Lokman aleyhisselâm oğluna:
‘‘ Ey oğulcuğum! Suskunluk üzerine hiç pişman olma! Konuşmak gümüşten ise, susmak altındandır.’’
‘’Ey oğulcuğum! Ben, konuşma üzerinde pişmanlık duymuşum fakat susmak üzerinde hiç pişmanlık duymamışımdır.’’
‘’Ey oğulcuğum! Yemeğin en nefis, tatlı olanını ye! Döşeğin ise, en çiğnenmiş yasalanmış olanının üzerinde uyu. ‘’
‘’Ey oğulcuğum! Âlimlerle otur, onların dizlerinin dilberinden ayrılma, çünkü Allah, yeri, göğün yağmuru ile dirilttiği gibi, kalpleri de, hikmet nuru ile diriltir.’’
     ‘’Ey oğulcuğum! Tövbeyi geciktirme çünkü ölüm ansızın gelir.’’ derdi.
 Davud aleyhisselâm gibi, hem madde ve hem de mana aleminde sultan olan (peygamber) bir  resul peygamberin veziri Hz. Lokman aleyhisselâm idi.
 Veziri hikmet sahibi olanlar yücelirler, hırs, menfaat ve şehvetin esiri ve zebunu olanlar da âleme rezil olurlar.
                                                              Necdet İÇEL


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

                                  HURÛF-EBCED-CİFİR Harflerle rakamlarda tabiat ve hadiseleri etkileme gücünün bulunduğu veya bunların gaybdan haber vermede yararlı olduğu iddiasına dayanan sözde bir ilim. Literatürde daha çok ilmü’l-hurûf olarak geçmektedir. Gizli anlamlar içerdiği kabul edilen harflerin insana ve tabiata tesir ettiği inancına eski Mısır, Yakındoğu ve Hint uygarlıklarında, daha sonraları yahudi, hıristiyan ve İslâm kültürlerinde rastlamak mümkündür. Grek filozofları arasında da bu telakki zaman zaman kabul görmüştür. Nitekim Pisagor , âlemin ilk prensibinin aralarında bir düzen ve uyum bulunan sayılar olabileceğini ileri sürmüştür. Kaynaklarda Aristo’nun bile sayı ve harflerin esrarıyla ilgili bir eser yazdığı kaydediliyorsa da Arapça’da Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâse denilen bu kitabın uydurma...
                         BEŞİNCİ LEM’A   “…HASBÜNALLÂHU VE Nİ’MEL VEK Ȋ L” (Âl-İ İmran:173)        “Onlar (o mü’minler) öyle kimselerdir ki, halk kendilerine; ‘Düşmanınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!’ dediklerinde, 
 bu söz onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter, O ne güzel vekildir! dediler.” 
 (Âl-i İmrân:173) Üstad hazretleri Risale-i Nur’u te’lif ederken bazı yerleri isim verdği halde telif etmemiştir.Bunlardan birtanesi de 5.Lem’adır.Keşke 5.Lem’ayı te’lif etseydi ve İbrahim aleyhisselâmın “ hasbî ve halîl olma” kahramanlığını bütün yönleriyle öğrenme şansına sahip olabilseydik. Çünkü bizim mesleğimiz (21.Lem’ada da anlatıldığı gibi) haliliyedir.Halil olan da ‘Halilullah’ makamının sahibi Hz.İbrahim aleyhisselâmdır. Halîlullah olan (Allah’ın dostu) İbrahim aleyhisselâm, hasbî’ni...
HELÂK OLMA SEBEPLERİ Hz. Nuh aleyhisselam devrinden günümüze kadar pek çok kavimler helâk olmuşlardır. Allah onların yerine başkalarını getirmiş ve bu kanun sünnetullah olarak, cebri determinizm içerisinde devrimize kadar devam etmiş gelmiştir. Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur prensibiyle diyebiliriz ki, daha önceki kavimleri helâk eden sebepler ne ise, bugün de aynı sebepleri yaşayanların da sonuçları benzeri gibi olacaktır. Allah’ın gücü, kavimleri helâk ettiği gibi aynı sebepleri yaşayan bugünkü toplumları helâk etmeye de gücü yeter: “De ki: Allah’ın gökten ve yerden size azap göndermeye gücü yeter…” (En’am:65) Allah kavimlerin başına felâketler gönderirken -hâşâ- Onlar’a zulmetmez: “Şüphesiz ki, Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler…” (Yunus:44) Helâk olanlar şu sebeplerle helâk olmuşlardır: Helâk olmanın en önemli ve birinci sebebi bütün çeşitleriyle zulümdür. Özellikle idareciler halkına zulmediyorlarsa felâketleri...