Ana içeriğe atla
NİYET HAYIR ÂKIBET HAYIR
“Ameller niyetlere bağlıdır. Niyet öyle bir iksirdir ki hâsenatı seyyiata, seyyiatı hasenata kalbeder.”
Âkıbetin hayır olması niyetin hayırlı olmasıyla başlar. Eğer niyetten sonra bizi hayırlı ve güzel sonuçlara götürecek iyi ve güzel ameller, işler, fiiller yerine getirilmezse, mücerret olarak niyetin iyi olması bizi hayırlı sonuca götürmez. Karnını doyurmaya niyet edip ama yemek yemeyen bir adamın karnı doymadığı gibi… karnının doyması için niyetle ve  fiilleriyle beraber karnını doyurması için bir şeyler yemesi gerekmektedir.
Dünyayı din adına fethetme  iyi niyetiyle ortaya çıkanların amellerinde fesat varsa, o iyi niyetler onları o güzel sonuca götüremez.
“Hakkın vesilesi hak olmalıdır. Batıl vesilelerle hak neticeye gidilemez.”
Bu münasebetlerin Kur’ân-ı Kerîm’in tamamında görebilmemiz mümkün olduğu gibi, sûrelerin nazmı içinde de görebiliriz.
Nusret ve fetih en güzel ideallerle anlatan sûre yirmidokuz ayetiyle fetih sûresidir. Fetih sûresinden sonra on sekiz ayetiyle, bu fetih gerçekleştirebileceklerin vasıf ve amellerine dikkat çeken hücurât sûresi gelir.
“Hücurât sûresinde anlatılan güzel vasıflara ve fiillere sahip olanlar, fetih sûresinde anlatılan, “Fehu-l-Fütuh” olan Mekke fethinden başlayarak kıyamete kadar gerçekleşecek bütün fetihleri yapabilecek olanlardır.”
Hücurât sûresinde toplum hayatında Müslüman ferdin davranışlarını düzenlemeye dâir hükümleri en yoğun tarzda ihtiva etmektedir.
Allah’ın dinine, Resulüne, O’nun yanında konuşma âdâbına, şayialara kulak asmamaya, duyulan haberleri tahkik etmeye, küskünlerin arasını bulmaya, alay ve hakaret etmemeye, su-i zandan sakınmaya, gıybetten kaçınmaya, tecessüs etmemeye, gizli halleri araştırmamaya, ırkçılıktan kaçınmaya, ihlasa önem vermeye dair temel ölçüler, ahlaki tavırlar ifade edilmektedir.
İşte bu ahlakı yaşayan fertler, bu fertlerden müteşekkir olan toplum, fetih suresinde anlatılan maddi ve manevi fetihlere sebebiyet verip imzalarını atacaklardır.
Bugünkü vatan-millet-sakarya türküsüyle milleti avutan, uyutan, oyalayan siyasilerin bu ahlaktan nasipleri ne kadardır?
Rüştünü ispat etmeden, şeytanın sağdan yaklaşması gibi hilafet, şeriat, muasır devlet… vs. gibi güzel sözlerle reklam ve propaganda yapıp milleti din ve Allah ile aldatanlar da (Fatır: 5)    Milleti gerçek fetih ufkuna götürebilecek, Hücûrat sûresinde anlatılan vasıflar var mıdır?
Batıl yollarla ulaşılamaz. Cehenneme giden yollarla Cennete gidemez.
                                                                                                          Necdet İÇEL


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

                                  HURÛF-EBCED-CİFİR Harflerle rakamlarda tabiat ve hadiseleri etkileme gücünün bulunduğu veya bunların gaybdan haber vermede yararlı olduğu iddiasına dayanan sözde bir ilim. Literatürde daha çok ilmü’l-hurûf olarak geçmektedir. Gizli anlamlar içerdiği kabul edilen harflerin insana ve tabiata tesir ettiği inancına eski Mısır, Yakındoğu ve Hint uygarlıklarında, daha sonraları yahudi, hıristiyan ve İslâm kültürlerinde rastlamak mümkündür. Grek filozofları arasında da bu telakki zaman zaman kabul görmüştür. Nitekim Pisagor , âlemin ilk prensibinin aralarında bir düzen ve uyum bulunan sayılar olabileceğini ileri sürmüştür. Kaynaklarda Aristo’nun bile sayı ve harflerin esrarıyla ilgili bir eser yazdığı kaydediliyorsa da Arapça’da Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâse denilen bu kitabın uydurma...
                         BEŞİNCİ LEM’A   “…HASBÜNALLÂHU VE Nİ’MEL VEK Ȋ L” (Âl-İ İmran:173)        “Onlar (o mü’minler) öyle kimselerdir ki, halk kendilerine; ‘Düşmanınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!’ dediklerinde, 
 bu söz onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter, O ne güzel vekildir! dediler.” 
 (Âl-i İmrân:173) Üstad hazretleri Risale-i Nur’u te’lif ederken bazı yerleri isim verdği halde telif etmemiştir.Bunlardan birtanesi de 5.Lem’adır.Keşke 5.Lem’ayı te’lif etseydi ve İbrahim aleyhisselâmın “ hasbî ve halîl olma” kahramanlığını bütün yönleriyle öğrenme şansına sahip olabilseydik. Çünkü bizim mesleğimiz (21.Lem’ada da anlatıldığı gibi) haliliyedir.Halil olan da ‘Halilullah’ makamının sahibi Hz.İbrahim aleyhisselâmdır. Halîlullah olan (Allah’ın dostu) İbrahim aleyhisselâm, hasbî’ni...
HELÂK OLMA SEBEPLERİ Hz. Nuh aleyhisselam devrinden günümüze kadar pek çok kavimler helâk olmuşlardır. Allah onların yerine başkalarını getirmiş ve bu kanun sünnetullah olarak, cebri determinizm içerisinde devrimize kadar devam etmiş gelmiştir. Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur prensibiyle diyebiliriz ki, daha önceki kavimleri helâk eden sebepler ne ise, bugün de aynı sebepleri yaşayanların da sonuçları benzeri gibi olacaktır. Allah’ın gücü, kavimleri helâk ettiği gibi aynı sebepleri yaşayan bugünkü toplumları helâk etmeye de gücü yeter: “De ki: Allah’ın gökten ve yerden size azap göndermeye gücü yeter…” (En’am:65) Allah kavimlerin başına felâketler gönderirken -hâşâ- Onlar’a zulmetmez: “Şüphesiz ki, Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler…” (Yunus:44) Helâk olanlar şu sebeplerle helâk olmuşlardır: Helâk olmanın en önemli ve birinci sebebi bütün çeşitleriyle zulümdür. Özellikle idareciler halkına zulmediyorlarsa felâketleri...