Ana içeriğe atla
      ÖFKE
           Hz. Allah’ın , biz insanlara verdiği en önemli duygulardan bir tanesi, öfkedir. Dini terimde ‘’gadap ‘’ diye ifade edilen öfke, insanın manen yükselmesine veya alçalmasına sebebiyet verecek çok keskin hallerden bir tanesidir.

           Kişi öfkesi icabı bir şeyler yapmaya kalkarsa, makul, meşru bir şey yapamaz, öfke geçince pişman olacağı şeyleri yapar.

       ‘’Öfke baldan tatlıdır’’ , ‘’öfkeyle kalkan, zararla oturur’’ atasözleride bu manaları ifade eder.

        Arzumuz odur ki, bizleri idare edenler, eğitimciler, anneler-babalar kamîl insanlar olsunlar. Kamîl insan olabilmenin de şartı, öfkesini frenleyebilmesidir. ‘’Gayzlarını yutkunurlar ve insanların kusurlarını affederler’’ (Âl-imran:134)   ifadesi Kur-an’î bir tavsiyedir.

       Asıl pehlivan, öfkelendiği zaman öfkesine ve nefsine hakim olabilen kimsedir.

         Kuvvetli kimse, öfkelendiği zaman nefsini yenen kimsedir. Bu hususta şu rivayetleri görüyoruz:

        Hz.Ebu Hureyre anlatıyor: ‘’Resulûllah aleyhisselâm buyurdular ki ‘’kuvvetli kimse, (güreşte hasmını yenen) pehlivan değildir. Hakiki kuvvetli, öfkelendiği zaman nefsini yenen kimsedir’’ (Buharî, Edep:76)

         Ebu Vaîl anlatıyor: ‘’Urve İbnu Muhammed es-sâdî’nin yanına girdik. Bir zat kendisine konuştu ve Urve’yi kızdırdı. Urve kalkıp abdest aldı ve: ‘’ Babam, dedem Atiye’den anlatır ki; o, Resulûllah’ın şöyle söylediğini nakletmiştir: ‘’Öfke şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın.’’ (Ebu Davud, Edep,4)

          Bu ve buna benzer hadisler,nefis mücadelesinin, düşmanla yapılacak mücadeleden daha zor olduğunu ifade etmektedir. Çünkü, Efendimiz (a.s.m) öfkesini yenen insanı, kuvvetçe insanların en güçlüsü olarak ilan etmiştir.

         Şu rivâyetleri de dikkatlerinize sunmak istiyorum: Zühtün, takvanın ve sabrın imamı Hz.Ebu Hureyre anlatıyor: ‘’Bir adam:’’ Ey Allah’ın Resûlü! Bana kısa bir nasihatta bulun, uzun yapma! Ta ki nasihatini unutmayayım’’ demişti. Adam bunu üç defa tekrar etti. Efendimiz aleyhisselâm bir tek kelimeyle: ‘’öfkelenme! Cevabını verdi.’’ (Buharî Edep:76)

         Bazı rivayetlerde ise öfkelenmeme yolu cennete gitme yolu olarak ifade edilmiştir.
Başka bir rivayette ise ’’öfke bütün kötülükleri cem etmektedir.’’Öfke bütün kötülüklerin başıdır denmiştir.

         Öfke insanı, insanî halden hayvanî mod’a geçmesini sağlar ve bu halde ki insan her yaptığı işi insanî değerlerden uzak olarak eda eder.

         Hele bu öfkelenen insanlar cemiyetin önündeki insanlar olursa…  Milletin ve insanlığın başına gelecekleri tahmin edebilmek bile mümkün değildir. Bugün, ülkemizin başıda bulunan bu gerginliklerin altında öfke vardır. Öfke ise şeytandandır bu şeytandan Allah’a sığınmak hepimizin vazifesidir.

         İki kişi Resulûllah’ın huzurunda birbirlerine karşı öfkelendiklerinde Resulûllah aleyhisselâm : ‘’ Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söylecek olsa kendimden zuhur eden öfke giderdi. O kelime Euzubillehimineşşeytanirracîm’dir’’ buyurdular. 
  
       Dünyanızı ve ahiretinizi kazanmak istiyorsanız, öfkenizi yutkunup, yani içinize atıp gereğini yapmıyarak insanları affetmelisiniz.
                                                                                               Necdet İÇEL


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

                                  HURÛF-EBCED-CİFİR Harflerle rakamlarda tabiat ve hadiseleri etkileme gücünün bulunduğu veya bunların gaybdan haber vermede yararlı olduğu iddiasına dayanan sözde bir ilim. Literatürde daha çok ilmü’l-hurûf olarak geçmektedir. Gizli anlamlar içerdiği kabul edilen harflerin insana ve tabiata tesir ettiği inancına eski Mısır, Yakındoğu ve Hint uygarlıklarında, daha sonraları yahudi, hıristiyan ve İslâm kültürlerinde rastlamak mümkündür. Grek filozofları arasında da bu telakki zaman zaman kabul görmüştür. Nitekim Pisagor , âlemin ilk prensibinin aralarında bir düzen ve uyum bulunan sayılar olabileceğini ileri sürmüştür. Kaynaklarda Aristo’nun bile sayı ve harflerin esrarıyla ilgili bir eser yazdığı kaydediliyorsa da Arapça’da Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâse denilen bu kitabın uydurma...
                         BEŞİNCİ LEM’A   “…HASBÜNALLÂHU VE Nİ’MEL VEK Ȋ L” (Âl-İ İmran:173)        “Onlar (o mü’minler) öyle kimselerdir ki, halk kendilerine; ‘Düşmanınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!’ dediklerinde, 
 bu söz onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter, O ne güzel vekildir! dediler.” 
 (Âl-i İmrân:173) Üstad hazretleri Risale-i Nur’u te’lif ederken bazı yerleri isim verdği halde telif etmemiştir.Bunlardan birtanesi de 5.Lem’adır.Keşke 5.Lem’ayı te’lif etseydi ve İbrahim aleyhisselâmın “ hasbî ve halîl olma” kahramanlığını bütün yönleriyle öğrenme şansına sahip olabilseydik. Çünkü bizim mesleğimiz (21.Lem’ada da anlatıldığı gibi) haliliyedir.Halil olan da ‘Halilullah’ makamının sahibi Hz.İbrahim aleyhisselâmdır. Halîlullah olan (Allah’ın dostu) İbrahim aleyhisselâm, hasbî’ni...
HELÂK OLMA SEBEPLERİ Hz. Nuh aleyhisselam devrinden günümüze kadar pek çok kavimler helâk olmuşlardır. Allah onların yerine başkalarını getirmiş ve bu kanun sünnetullah olarak, cebri determinizm içerisinde devrimize kadar devam etmiş gelmiştir. Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur prensibiyle diyebiliriz ki, daha önceki kavimleri helâk eden sebepler ne ise, bugün de aynı sebepleri yaşayanların da sonuçları benzeri gibi olacaktır. Allah’ın gücü, kavimleri helâk ettiği gibi aynı sebepleri yaşayan bugünkü toplumları helâk etmeye de gücü yeter: “De ki: Allah’ın gökten ve yerden size azap göndermeye gücü yeter…” (En’am:65) Allah kavimlerin başına felâketler gönderirken -hâşâ- Onlar’a zulmetmez: “Şüphesiz ki, Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler…” (Yunus:44) Helâk olanlar şu sebeplerle helâk olmuşlardır: Helâk olmanın en önemli ve birinci sebebi bütün çeşitleriyle zulümdür. Özellikle idareciler halkına zulmediyorlarsa felâketleri...