Ana içeriğe atla
         DUALARIMIZ NİYE KABUL OLMUYOR

İbrahim b. Edhem’e:

–Allahü Teâlâ: “Bana dua edin, ben size icabet eder ve dualarınızı kabul ederim.” (Mü’min:60) buyurduğu halde, nasıl olur da bizim yaptığımız dualar kabul olmuyor? diye sorarlar.

İbrahim b. Edhem:

–Çünkü sizin kalpleriniz sekiz haslet üzerinde ölmüştür, onun için dualarınız kabul olmaz, demiş ve bu sekiz hasleti şöyle anlatmıştır:

1-Allah’ı bildiniz, fakat emirlerine itaat etmemekle, hakkını yerine getirmediniz.

2-Kur’ân’ı okudunuz, fakat mûcibiyle amel etmediniz.

3-Peygamber’i sevdiğinizi iddia ettiniz, fakat sünnetiyle amel etmediniz.

4-Ölümden korktuğunuzu söylediniz, fakat ölüm için hazırlanmadınız.

5-Allahü Teâlâ: “Şeytan sizin için büyük bir düşmandır, onu düşman tanıyınız.” (Fâtır:6) buyurdu, siz ise dilinizle düşman tanıdığınız halde işinizle tamamen ona uydunuz ve isyan ettiniz.

6-Cehennem’den korktuğunuzu iddia ettiğiniz halde bütün kuvvetinizle, işinizle kendinizi Cehennem’e attınız.

7-Cennet’i sevdiğinizi iddia ettiğiniz halde, Cennet için hazırlanmadınız.

8-Sabahleyin kalkınca kendi kusurlarınızı arkaya attınız ve başkalarının kusurlarıyla meşgul oldunuz. Bu suretle Rabbinizi kızdırdınız, nasıl duanız kabul olsun?” dedi. 

Başka söze hacet bırakmıyor.

Necdet  İÇEL



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

                                  HURÛF-EBCED-CİFİR Harflerle rakamlarda tabiat ve hadiseleri etkileme gücünün bulunduğu veya bunların gaybdan haber vermede yararlı olduğu iddiasına dayanan sözde bir ilim. Literatürde daha çok ilmü’l-hurûf olarak geçmektedir. Gizli anlamlar içerdiği kabul edilen harflerin insana ve tabiata tesir ettiği inancına eski Mısır, Yakındoğu ve Hint uygarlıklarında, daha sonraları yahudi, hıristiyan ve İslâm kültürlerinde rastlamak mümkündür. Grek filozofları arasında da bu telakki zaman zaman kabul görmüştür. Nitekim Pisagor , âlemin ilk prensibinin aralarında bir düzen ve uyum bulunan sayılar olabileceğini ileri sürmüştür. Kaynaklarda Aristo’nun bile sayı ve harflerin esrarıyla ilgili bir eser yazdığı kaydediliyorsa da Arapça’da Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâse denilen bu kitabın uydurma...
                         BEŞİNCİ LEM’A   “…HASBÜNALLÂHU VE Nİ’MEL VEK Ȋ L” (Âl-İ İmran:173)        “Onlar (o mü’minler) öyle kimselerdir ki, halk kendilerine; ‘Düşmanınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!’ dediklerinde, 
 bu söz onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter, O ne güzel vekildir! dediler.” 
 (Âl-i İmrân:173) Üstad hazretleri Risale-i Nur’u te’lif ederken bazı yerleri isim verdği halde telif etmemiştir.Bunlardan birtanesi de 5.Lem’adır.Keşke 5.Lem’ayı te’lif etseydi ve İbrahim aleyhisselâmın “ hasbî ve halîl olma” kahramanlığını bütün yönleriyle öğrenme şansına sahip olabilseydik. Çünkü bizim mesleğimiz (21.Lem’ada da anlatıldığı gibi) haliliyedir.Halil olan da ‘Halilullah’ makamının sahibi Hz.İbrahim aleyhisselâmdır. Halîlullah olan (Allah’ın dostu) İbrahim aleyhisselâm, hasbî’ni...
HELÂK OLMA SEBEPLERİ Hz. Nuh aleyhisselam devrinden günümüze kadar pek çok kavimler helâk olmuşlardır. Allah onların yerine başkalarını getirmiş ve bu kanun sünnetullah olarak, cebri determinizm içerisinde devrimize kadar devam etmiş gelmiştir. Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur prensibiyle diyebiliriz ki, daha önceki kavimleri helâk eden sebepler ne ise, bugün de aynı sebepleri yaşayanların da sonuçları benzeri gibi olacaktır. Allah’ın gücü, kavimleri helâk ettiği gibi aynı sebepleri yaşayan bugünkü toplumları helâk etmeye de gücü yeter: “De ki: Allah’ın gökten ve yerden size azap göndermeye gücü yeter…” (En’am:65) Allah kavimlerin başına felâketler gönderirken -hâşâ- Onlar’a zulmetmez: “Şüphesiz ki, Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler…” (Yunus:44) Helâk olanlar şu sebeplerle helâk olmuşlardır: Helâk olmanın en önemli ve birinci sebebi bütün çeşitleriyle zulümdür. Özellikle idareciler halkına zulmediyorlarsa felâketleri...