Ana içeriğe atla
       TERÖR VE TERÖRİZİM

   Bütün dünyada son günlerin en büyük problemi terördür. Türkçeye, Fransızca "terreur" sözcüğünden geçmiş olan terör kelimesi, Latince kökenlidir. Terör sözcüğünün anlamı "korkudan titreme" veya "titremeye sebep olma"dır.

İnsanları söz ve tavırlarıyla korkutan – titreten kimseye de terörist denmektedir.

Fransızca Petit Robert sözlüğünde "Bir toplumda bir grubun halkın direnişini kırmak için yarattığı ortak korku"olarak tanımlanır. 

Terör, Oxford İngilizce Sözlük'te "Genellikle siyasal nedenlerle, halkın gözünü korkutmak ve halkı yıldırmak için dehşet öğesini kullanmak" olarak tanımlanır. 

Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde de, "Yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş" olarak ele alınır.

Literatürde terör sözcüğü bazen şiddet veya siyasal şiddet kavramlarıyla eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.

Türkiye’de yıllarca teröre karşılık olarak anarşi sözcüğü kullanılmış, son yıllarda bu sözcük terk edilerek "terör" sözcüğü kullanılmaya başlanmıştır. 

"Anarşi" sözcüğü Yunanca kökenlidir. Yunanca da bu sözcük "başsız, yöneticisiz" anlamına gelir.

Anarşi sözcüğü Oxford İngilizce Sözlük'te "otorite yoksunluğundan veya otoritenin ve diğer yönetim mekanizmalarının tanınmamasından doğan düzensizlik durumu" olarak tarif edilmiştir.

Arapça kökenli olan tedhiş sözcüğü de zaman zaman terör anlamında kullanılır.  Tedhiş sözcüğü, "korku salma, yıldırma" anlamlarına gelir.

Terörizm, “Disasters: Terrorism” adlı kitabında, “What is Terrorism?” başlığı altında Ann Weil tarafından da şu şekilde tanımlanmıştır: “Terörizm; rastgele seçilmiş ya da sembolik değeri olan kurbanların, şiddetin aracı olarak seçildikleri bir savaş yöntemidir. Bu araçsal kurbanların kurbanlaştırılmaları, mensup oldukları grup ya da sınıf içerisindeki yerlerine bağlıdır. Böylece, söz konusu grup ya da sınıfa mensup olan diğer bireyler de, kronik bir terör korkusunun içine itilmiş olurlar”.

Dikkatle bakılacak olursa son günlerde Türkiye’de terör, anarşi ve tedhiş’in bütün çeşitlerini en çarpıcı yönleriyle bulabilmek mümkündür.

Sözle yapılan anarşi ve terör, silahla yapılan terörden daha tehlikelidir. Hz. Ali der ki; ‘Nice söz vardır ki silahtan daha tesirlidir.’ Bu açıdan bakacak olursak son dönemdeki beyanlar, iftiralar, suizanlar, tecessüsler, gıybetler toplum için öyle bir anarşidir ki, silah onun yanında deryada damla kalır.

Arabanın ön tekeri mesabesinde olan kimselerin ve özellikle medyanın bin düşünüp bir konuşmalarını tavsiye ederiz.
                                                                                               Necdet İÇEL

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

                                  HURÛF-EBCED-CİFİR Harflerle rakamlarda tabiat ve hadiseleri etkileme gücünün bulunduğu veya bunların gaybdan haber vermede yararlı olduğu iddiasına dayanan sözde bir ilim. Literatürde daha çok ilmü’l-hurûf olarak geçmektedir. Gizli anlamlar içerdiği kabul edilen harflerin insana ve tabiata tesir ettiği inancına eski Mısır, Yakındoğu ve Hint uygarlıklarında, daha sonraları yahudi, hıristiyan ve İslâm kültürlerinde rastlamak mümkündür. Grek filozofları arasında da bu telakki zaman zaman kabul görmüştür. Nitekim Pisagor , âlemin ilk prensibinin aralarında bir düzen ve uyum bulunan sayılar olabileceğini ileri sürmüştür. Kaynaklarda Aristo’nun bile sayı ve harflerin esrarıyla ilgili bir eser yazdığı kaydediliyorsa da Arapça’da Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâse denilen bu kitabın uydurma...
HELÂK OLMA SEBEPLERİ Hz. Nuh aleyhisselam devrinden günümüze kadar pek çok kavimler helâk olmuşlardır. Allah onların yerine başkalarını getirmiş ve bu kanun sünnetullah olarak, cebri determinizm içerisinde devrimize kadar devam etmiş gelmiştir. Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur prensibiyle diyebiliriz ki, daha önceki kavimleri helâk eden sebepler ne ise, bugün de aynı sebepleri yaşayanların da sonuçları benzeri gibi olacaktır. Allah’ın gücü, kavimleri helâk ettiği gibi aynı sebepleri yaşayan bugünkü toplumları helâk etmeye de gücü yeter: “De ki: Allah’ın gökten ve yerden size azap göndermeye gücü yeter…” (En’am:65) Allah kavimlerin başına felâketler gönderirken -hâşâ- Onlar’a zulmetmez: “Şüphesiz ki, Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler…” (Yunus:44) Helâk olanlar şu sebeplerle helâk olmuşlardır: Helâk olmanın en önemli ve birinci sebebi bütün çeşitleriyle zulümdür. Özellikle idareciler halkına zulmediyorlarsa felâketleri...
                         BEŞİNCİ LEM’A   “…HASBÜNALLÂHU VE Nİ’MEL VEK Ȋ L” (Âl-İ İmran:173)        “Onlar (o mü’minler) öyle kimselerdir ki, halk kendilerine; ‘Düşmanınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!’ dediklerinde, 
 bu söz onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter, O ne güzel vekildir! dediler.” 
 (Âl-i İmrân:173) Üstad hazretleri Risale-i Nur’u te’lif ederken bazı yerleri isim verdği halde telif etmemiştir.Bunlardan birtanesi de 5.Lem’adır.Keşke 5.Lem’ayı te’lif etseydi ve İbrahim aleyhisselâmın “ hasbî ve halîl olma” kahramanlığını bütün yönleriyle öğrenme şansına sahip olabilseydik. Çünkü bizim mesleğimiz (21.Lem’ada da anlatıldığı gibi) haliliyedir.Halil olan da ‘Halilullah’ makamının sahibi Hz.İbrahim aleyhisselâmdır. Halîlullah olan (Allah’ın dostu) İbrahim aleyhisselâm, hasbî’ni...