Ana içeriğe atla
 LİDER

Lider; karizması ile ortaya çıkar.
Lider; değiştirmeye, geliştirmeye ve reforme etmeye çalışır. Sistemi daha mükemmele götürmeye gayret sarfeder.
Lider; etkisini kullanır, kendi rüştünü ispat eder, kendi etkisiyle insanlara ne yaptıracaksa o noktaya sevkeder.
Lider; takib edilir.

Lider; insanların duygularından da faydalanarak, formaliteyi ve rasyonaliteyi aşarak hareket eder.
Lider; kucaklayıcı ve bütünleştiricidir. Yalnız bir azınlığı veya çoğunluğu değil bütün muhataplarını kucaklar.
Lider; ön yargılarla kimseyi dışlamaz, farklı düşüneni yok saymaz; korkutarak, sindirerek idare etmez; Her türlü eleştiri ve tenkide açıktır.
Lider; yöneticisi olduğu toplumu, sevgi ve muhabbete dayalı, ben sizin idarecinizim demeden yönetir, gerektiğinde danışır, görüş alır, ikna olduysa görüşünü de değiştirir, fakat ne emanetçidir ne emir kulu, ne de gölge. Yönlendirilen değil yönlendirendir.
 Lider; tüm çalışanlarına güvenir, kendisi güven sağladığı için, kendi de güvenir. Bundan dolayı lider yetki devretmekten çekinmez. Altta yeni yeni idareciler tayin etmekten kaçınmaz.
Lider; güvenilir ve güvenen insandır, açık, şeffaf, tutarlı ve dürüsttür. Yaptıklarıyla ve ekibiyle kimsede tereddüt oluşturmaz. Çıkar peşinde değildir, çıkarcılara alet olmaz. Hiç kimseye karşı art niyetli olamaz. Onun için râiyetinden birinin diğeri aleyhindeki konuşmasını dinlemez. “Hiçbir arkadaşımız hakkında su-i zanla Allah huzuruna gitmek istemem” der.
Lider; art niyetli değildir, konumunu daha üst mevkiye taşıyabilmek için kurumunu ve onun imkânlarını kullanmaz.
Lider; kendini iyi tanır, tutum ve davranışlarında tutarlıdır, dün nasılsa, ne diyorsa bugünde aynıdır, aynı şeyleri söyler. İlkelerine bağlıdır ve onlardan taviz vermez.
Lider; koşulların değişeceğini çok önceden sezer ve önlemler alınmasını sağlar, her türlü zorluğu ve güçlüğü fırsata dönüştürmeyi becerir.
Lider; insanlara ilham verir, ilham kaynağı olur, onlara çalışma enerjisi kazandırır.
Lider; iyi niyetine bel bağlar.
Lider; sevgi hâsıl eder, insanların sevgisi artar, etrafa sevgi yayar.
Lider; neyin hatalı olduğunu üstünde durur. Şahıslarla, onların hataları ile uğraşmaz, hatanın kendisi ile uğraşır, hatayı tespit edip çaresini gösterir. Kişilerin hatalarını toplum içinde yüzüne vurmaz.
Lider; nasıl yapılacağını bilir.
Lider; saygıyı hak eder, insanlar ona saygı gösterme hissiyatı içinde olurlar. Fakat o bundan rahatsız olur.
Lider; üstü memnun etmekten daha ziyade, beraber çalıştıklarını memnun etme ve onlarla bütünleşme gayreti ile hareket eder.
Lider; tenkit edenlerden hoşlanır, kendini methedenlerden daha ziyade tenkit edenleri takdir eder.
Lider; kendisini, bilgilerini yeterli görmez. Takımıyla daima öğrenmeye ihtiyacı olduğu inancıyla hareket eder, öğrenir ve daima öğretir.
Lider; kendini hiçbir zaman yeterli görmez her an öğrenme ve öğretme gayreti içindedir. Lider kendini yeterli gördüğü an bittiğine, biteceğine inanır.
Lider; eğiticidir, terbiye edicidir,
Eğitim ve terbiye işi zaman ve şartlara göre değişebilir. Tek değişmeyen bir hakikat varsa, o da değişimin kendisidir. Asırlara göre şeriatların değişmesi de İlâhî bir ahlâktır. “Ezmanın tagayyürü ile ahkâmın tegayyürü inkâr olunamaz. (Mecelle, Madde:39) zamanların değişmesiyle hükümler değişir.
Lider; değişen ve gelişen şartlara göre eğitimini ve terbiyesini değiştirme beceri ve başarısını gösterebilen, değişimi yönetebilen kimsedir.
Değişen şartlara göre değişim göstermeyeni zaman çarpar zamanın çarkları altında ezilir.
Lider; esnekliği çok iyi değerlendirebilen kimsedir, düzen ve düzensizliği çok iyi fark edip düzensizliği düzene sokma gayreti olan kimsedir. Cemaatinin en küçük ferdini bile ulaşıp değiştirebilen kimsedir.
Eğer yok ben diyorum, dediğim olacak deyip baskıcı yöntem uyguluyorsa idareci olur, cemaatini ikna ederek, onları da değiştirerek hareket ederse işte bu liderdir.
Lider; kendi yöneteminde ne kadar akıllı insanlar varsa onların akıllarını bir araya toplayarak akl-ı küll ile hareket eder ve akl-ı küllü idare eder. Ferdî hareketler mevzî başarılar getirebilir ve fakat kalıcı olamaz, geleceğini kucaklayamaz.
Lider; kendini takip edenlerin inanç ve güvenlerinden aldığı güç ile hareket eder.
Lider; tek başına yönetmez, diyalogla, ekiple hareket eder.
Lider; kendisi olmasa bile işlerin yürüyeceğine inandırır, râiyeti de o nazarla bakar çünkü. ilkeler yerleştirilmiştir. İnancımız açısından “ Ben olmazsam olmaz” ifadesi şirk ifadesidir.
Lider; başarılı olunduğunda başarıyı cemaatine, başarısız olunduğunda suçu üstlenen kimsedir. (Bediuzzaman Said Nursi, Nur’un İlk Kapısı, s:46)
Lider; hatalardan ders alır, hataların kritiğini yapmaktan, onlarla meşgul olmaktan ziyade bir daha hata yapılmaması için çözüm yolları üstünde durur.
  Lider; hataya düşmemek için neler yapılmalı, cemaate düşen nedir, bunların üstünde durur, geçmişte takılı kalmaz, geçmişten ders alarak geleceği hedefler.
Lider; kişileri etkileyerek onların güvenlerini, gönüllerini kazanarak hareket eder.
Lider; eski insanların tecrübesine de müracaat ederek hareket ederler.

                                                                                                                   Necdet İÇEL


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

                                  HURÛF-EBCED-CİFİR Harflerle rakamlarda tabiat ve hadiseleri etkileme gücünün bulunduğu veya bunların gaybdan haber vermede yararlı olduğu iddiasına dayanan sözde bir ilim. Literatürde daha çok ilmü’l-hurûf olarak geçmektedir. Gizli anlamlar içerdiği kabul edilen harflerin insana ve tabiata tesir ettiği inancına eski Mısır, Yakındoğu ve Hint uygarlıklarında, daha sonraları yahudi, hıristiyan ve İslâm kültürlerinde rastlamak mümkündür. Grek filozofları arasında da bu telakki zaman zaman kabul görmüştür. Nitekim Pisagor , âlemin ilk prensibinin aralarında bir düzen ve uyum bulunan sayılar olabileceğini ileri sürmüştür. Kaynaklarda Aristo’nun bile sayı ve harflerin esrarıyla ilgili bir eser yazdığı kaydediliyorsa da Arapça’da Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâse denilen bu kitabın uydurma...
HELÂK OLMA SEBEPLERİ Hz. Nuh aleyhisselam devrinden günümüze kadar pek çok kavimler helâk olmuşlardır. Allah onların yerine başkalarını getirmiş ve bu kanun sünnetullah olarak, cebri determinizm içerisinde devrimize kadar devam etmiş gelmiştir. Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur prensibiyle diyebiliriz ki, daha önceki kavimleri helâk eden sebepler ne ise, bugün de aynı sebepleri yaşayanların da sonuçları benzeri gibi olacaktır. Allah’ın gücü, kavimleri helâk ettiği gibi aynı sebepleri yaşayan bugünkü toplumları helâk etmeye de gücü yeter: “De ki: Allah’ın gökten ve yerden size azap göndermeye gücü yeter…” (En’am:65) Allah kavimlerin başına felâketler gönderirken -hâşâ- Onlar’a zulmetmez: “Şüphesiz ki, Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler…” (Yunus:44) Helâk olanlar şu sebeplerle helâk olmuşlardır: Helâk olmanın en önemli ve birinci sebebi bütün çeşitleriyle zulümdür. Özellikle idareciler halkına zulmediyorlarsa felâketleri...
                         BEŞİNCİ LEM’A   “…HASBÜNALLÂHU VE Nİ’MEL VEK Ȋ L” (Âl-İ İmran:173)        “Onlar (o mü’minler) öyle kimselerdir ki, halk kendilerine; ‘Düşmanınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!’ dediklerinde, 
 bu söz onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter, O ne güzel vekildir! dediler.” 
 (Âl-i İmrân:173) Üstad hazretleri Risale-i Nur’u te’lif ederken bazı yerleri isim verdği halde telif etmemiştir.Bunlardan birtanesi de 5.Lem’adır.Keşke 5.Lem’ayı te’lif etseydi ve İbrahim aleyhisselâmın “ hasbî ve halîl olma” kahramanlığını bütün yönleriyle öğrenme şansına sahip olabilseydik. Çünkü bizim mesleğimiz (21.Lem’ada da anlatıldığı gibi) haliliyedir.Halil olan da ‘Halilullah’ makamının sahibi Hz.İbrahim aleyhisselâmdır. Halîlullah olan (Allah’ın dostu) İbrahim aleyhisselâm, hasbî’ni...