BÜYÜK
ÜSTADIN AZİZ HATIRASINA
"Külliyat-ı Nur'un müellifi olan muazzez ve mübeccel Üstad Bediüzzaman'ı
anlatmak haddimin fevkinde olmakla birlikte, kelimelerimin kifayetsizliği ve
ifadelerimin dağınıklığı için onun affına sığınarak ruhaniyetinden istimdad ile
şu hususları belirtmek isterim:
Bediüzzaman, İslâm âleminin ufkunu kapkara bulutların
kuşattığı ve gecenin zifiri karanlığıyla şahlanıp "buğulu bir cama güneşi çizerek" yüreklerdeki
ümit güneşinin uyanmasını sağlamış ve "aktif direniş"iyle
ümit tomurcuklarının yeşermesine zemin hazırlamış bir dava adamıdır.
Aziz Üstad'ın hayatını ve mefkûresini dramatize etmek doğru olmaz. Çünkü duygusallık, onun
uğruna saçları adedince başı olsa koyabileceği ve onları anlatma uğrunda bir
ömrü feda ettiği meselelerin ciddiyetiyle tezat oluşturur.
Bediüzzaman Hazretleri, çağına yön veren en önemli simadır. Sade
yaşantısının aksine, oldukça renkli, derin ve girift bir dünyası, karakteri
vardır.
Hazret'in o kadar büyük bir imanı vardır
ki, onunla ölüme meydan okur, avcı hattında kurşunları gülerek karşılar, gözünü
bile kırpmadan ileri atılır, küfre topyekun savaş ilan eder ve hatta hakiki
imanı elde ettiğinden dolayıdır ki tehditlere baş eğmez, istibdadın bütününe
meydan okurdu.
O, kendi çağının en ciddi düşünürüdür. Tarihin akışına kapılan biri
olarak değil, tarihin akışına yön veren onurlu bir adam olarak yaşamış ve bunu
da asla bir fahirlenme vesilesi olarak kullanmamıştır. Bugün
yeryüzünde milyonlarca inanmış insan onun eserlerinden feyiz almakta ve
binlerce insan da onun eserlerinden etkilenmek sûretiyle Müslüman olmayı tercih
etmektedir.
Materyalizm'in gemi azıya aldığı, Komünizm'in doludizgin gittiği,
istibdadın dal budak saldığı, bunalımların üst üste geldiği, iman esaslarının
temelinden sarsıldığı, millî onurun ayaklar altına alındığı, küfrün, ilhadın ve
anarşinin azdığı, ümmetin ufkunu kara bulutların kapladığı zift kokan bir zaman
diliminde Bediüzzaman bütün gücüyle iman hakikatini haykırmış ve pörsümüş
gönüllere hayat üflemiştir.
Muhterem Üstad'ın eserleri, mukaddes bir
çilenin ve kutsî bir gayretin meyveleridir. O Kafdağı'ndan ağır bir yükün altına
girmiş ve bir insan takatinin kat be kat fevkinde olan meselelerin halli için
gayret sarf etmiştir. Te'lif ettiği eserlerle insanların onulmaz gibi görünen
yaralarına merhem sürmüş ve bir Hızır edasıyla insanlara hayat iksiri
aşılamıştır.
Bediüzzaman Hazretleri'nin Allah'a olan güveni insanı
hayrete sevk edecek derecededir. O'nun hayatında çekinmenin ve tereddüdün yeri
yoktur. O ne sarsılmaz iman ve o ne çatırdamaz iradedir öyle! O menfî her
akımın yolunu kesip, kollarını makas gibi açarak "Durun!" diyebilen, Kur'ân'ın kumandan edâlı
en sâdık neferlerinden biridir. Ruh dünyamızı aydınlatan öyle ışıklar yakmış ve
uyuyan yanlarımızı öyle bir şekilde dirilmeye ve aksiyon ile şahlanmaya teşvik
etmiştir ki, bu yönüyle dahi her türlü takdir ve tebcile layıktır.
O, milletinin ve ümmetinin onulmaz gibi
görünen yaralarını sarmaya çalışan bir hekimdir. O, harp meydanlarında can
siperâne vatanını müdafaa eden ve bu uğurda pek çok talebesini şehit veren bir
kumandan ve aynı zamanda bir neferdir. O, herbiri birer kutup mesabesinde olan
yüzlerce talebe yetiştirmiş bir alim-i mürşiddir. O, bütün bir insanlığı
emsalsiz bir şefkatle kucaklayan insanlardan bir insandır…
Seksen küsur sene ömür sürmüş ama dünyadan zevk nâmına bir şey
almamıştır. Bütün ömrü diyar diyar dolaşıp halkın yaralarına merhem sürmeye
çalışmakla yahut esarette, sürgünde, harp meydanlarında, mahkemelerde ve
memleket zindanlarında geçmiş, aklın alamayacağı muamelelere maruz
bırakılmıştır. Defalarca zehirlenmiş, ihtilattan menedilmiş, işkencelere maruz
kalmış ve canından bezdirilmiştir. Onun çilesini anlatmaya benim gücüm yetmez.
Zaten kalemimin de bunu yazabilecek takati yoktur.
23 Mart 1960’ta vefat
eden büyük Üstad’ın vefatının sene-i devriyesi münasebetiyle onun aziz
hatırasına ithaf ederim.
Necdet İÇEL
Yorumlar
Yorum Gönder