EFENDİMİZ(AS) Mİ’RAÇ’TA RABBİNİ GÖRDÜ MÜ? RU’YETULLAH MÜMKÜN MÜDÜR? ÂHİRETTE
ALLAH(CC) GÖRÜLECEK MİDİR? (9)
Ashab-ı kiramdan Hz. Aişe(r.ha.) validemiz, Efendimiz(as) Mi’raçta Cenab-ı
Hakk’ı görmediğine kâil olmuştur. El-lü’lü-ü vel-Mercan isimli
hadis kitâbında geçen yüz on bir ve yüz on iki
numaralı hadislerde, Aişe validemiz bu ictihadını beyan etmişlerdir. (M. Fuat Abdulbaki,El-lü’ü vel mercan fimedtefaka aleyhi’ş-Şeytan
c:1,Shf:41 ,h:11,112, El-Mektebetü’l-İslamiye, İstanbul-1979.)
Görünmez diyenlerin küllî olarak iki delileri var:
1)Enam suresi, 103. Ayeti: “Gözler O’na erişemez. O’nun ilmi ise bütün
gözleri ihata eder.Gözlerin görmediği her şeye nüfuz eden, her şeyden haberdar
olan O’dur.” (En’am:103)
2)Musa(as),Tur’da Cenab-ı Hakk’ı görmek istemesi ve Cenab-ı Hakk’ın; “Sen,
Beni göremezsin. Ama şimdi şu dağa bak, eğer yerinde durursa sen de Beni
görürsün.”buyurması.(A’raf :143)
Diğer taraftan bütün ashab, başta
Abdullah İbn-i Abbas; Efendimizin Mi’raçta Cenab-ı Hakk’ı gördüklerine, ve öbür
âlemde de Cenab-ı Hakk’ın görülmesinin
aklen caiz, naklen sabit olduğu hükmüne varmışlardır. (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:56,
Divan Yayınları 1983, İst.) Ve aynı zamanda karşı tarafın bu mevzudaki
delillerini te’vil ve tefsir ederek, onların delilleri bile (anlatılacağı
üzere) “görüleceğine” delildir demişlerdir. Mâ’mer b. Raşid; Aişe
ile İbn-i Abbas(ra) arasındaki ihtilaf zikredildiği zaman, “Bizce Aişe(r.ha.)
daha alim değildir, şu da var ki, İbn-i Abbas bir şeyi ispat, başkaları ise
aynı şeyi nefyetmiştir. Nefiyle ispat işte bu şekilde tearuz edince ispat
tarafı tercih olunur. (İmam-ı
Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi,
Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:56, Divan Yayınları 1983, İst.;
Sahih-i Müslim tercüme ve şerhi Sönmez Neşriyat, İst,” C:2, Shf:652-653)
Mu’tezile (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:57,
Divan Yayınları 1983, İst ; Sahih-i
Müslim tercüme ve şerhi Sönmez Neşriyat, İst,” C:2, Shf:649) ve Şia (Sahih-i Müslim tercüme ve şerhi Sönmez
Neşriyat, İst,” C:2, Shf:649) hariç, bütün ehl-î sünnet uleması,
Efendimizin mi’raç’ta Cenab-ı Hakk’ı
gördüğüne kaildirler, ve öbür âlemde görülebileceğine inanırlar. Bu hususta
ayet var, ashab ve tabiin dahil, icma-ı ümmet vardır, (Sahih-i Müslim tercüme ve şerhi Sönmez Neşriyat,
İst,” C:2, Shf:649) derler. Bu deliller te’vile ihtiyaç duymadan zahiri manaları ile ispat
edilmiş: “Gün gelecek bir takım yüzler ağaracak, bir takım yüzler ise
kararacak…” (Âli İmran: 106)
3)İcma-ı
ümmete gelince; bu hadis, “Rabbinizi ayın ondördü gibi göreceksiniz” (el-lü’lülü
ve’l-Mercan, M. Fuad Abdüulbaki, cilt 1, sf: 42, H.No:114, (Mektebü’l-İslamiye,
Beyrut) sahabe-i
kiramdan pek çok zat tarafından rivayet
edilmiş bir hadistir. Ashab’dan: Ebu Said-il Hudri, Ebu Hureyre, Enes b. Mâlik,
Câbir, Suheyb, Bilâl-ı Habeşi gibi zatların itikadı budur. (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye
tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi
Yananlı, C:2, Shf:57, Divan Yayınları 1983, İst.)
Hz. Aişe’nin(r.ha.) ayet-i kerimeyle
delil getirmesine İbn-i Abbas muhalefet etmiştir: (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:55,
Divan Yayınları 1983, İst.) Hakim
Müstedrekinde, İbn-i Abbas’dan(ra); “Muhammed(sav) Rabbini gördü” El-Hakim,el-Müstetrek Abü Abdillah en-Neysaburi,c:1,Shf:65,Daru’l
–Ma’rife, Beyrut 1986) dedi. Allah(cc): “Gözler O’nu göremez” (En’am :103) demedi mi?
o halde Resulullah(sav) O’nu nasıl görür? Dediler.( İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:56,
Divan Yayınları 1983, İst.) Bunun üzerine İbn-i Abbas; yazıklar olsun sana! O,
görülmediği zaman kendi zatının nuru ile tecelli ettiği zamandır. Gerçek,
Fahr-ı Âlem, O’nu iki kere gördü, diye buyurdu.(Sahih-i Müslim tercüme ve şerhi Sönmez Neşriyat, İst,”
C:2, Shf:655)
İmam Kurtûbî,
ayette geçen “El-Ebsâru” kelimesinde cem’ mahalli “Lâm”
harfidir. Bu takdir tahsisi kabul eder. Yani bundan bütün gözler değil, belli
gözler anlaşılır. Hasılı, görmemek kâfirlere mahsusdur. (Sahih-i Müslim tercüme ve şerhi Sönmez Neşriyat, İst,”
C:2, Shf:651) “Hayır !
Hayır! Bu cezasız kalmayacak . Onlar, o gün Rablerini görmekten mahrum
kalacaklardır.” (Mutaffifin:15) Kafirler kıyamet gününde Rabbimizin Cemalini
göremezler. Gözler O’nu göremezden murad budur. (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:56,
Divan Yayınları 1983, İst) Ama mü’minlerin müşehade edecekleri: “yüzler vardır
ki, o gün ışıl ışıl parıldar. Ve Rabbine bakar...,, (Kıyame:23) Ayet-i
kerimesi ile sabit olmuştur. O halde ahirette görmek mümkündür.Zira, vaktin
görülene nisbet edilmesi mütesavidir.(İmam-ı
Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi,
Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:56, Divan Yayınları 1983, İst.)
Kadı Îyaz
der ki: “Allahın görülmesi mümkündür. Akılda bunu muhal görecek bir nesne
yoktur. mümkün olduğuna Musa(as)’ın suali delildir, “Ya Rab! Göster seni,
göreyim seni; (A’raf: 143) Nebiler
muhal olan nesneyi dilemez. (Sahih-i Müslim tercüme ve şerhi Sönmez Neşriyat, İst,”
C:2, Shf:650)
Kadî
Îyaz
yine der ki: “Şerefli şeriatte rü’yetin muhal olduğuna ve mümkün olmadığına
delil yoktur. “Gözler O’nu görmez...,,” (En’am:103) ayeti
kerimesinden rü’yetin reddedildiği ve mümkün olmadığı sonucunu çıkaranların
hücceti yoktur. (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:57,
Divan Yayınları 1983, İst) Bu ayet
üzerinde muhtelif teviller vardır:
I)-İbn-i Ebi
Hâtim, İsmail b. Ali’den; ayet-i kerimenin tevilinde “bu rü’yet dünyada olan
rü’yettir.” (İmam-ı Kastalani ,
Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren:
H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:57, Divan Yayınları 1983, İst.) Yani dünyada görülemez.
II)-Bazıları; Gözler O’nu idrak edemez,yani bütün gözler diye te’vil
ettiler:Yani “bütün gözler O’nu muşahade edemez;bazıları muşahade eder. O
muşahade edenler mü’minlerdir ki
ahirette rü’yiyetleri ayet-i kerime ile sabit olmuştur” dediler. (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye
tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi
Yananlı, C:2, Shf:57, Divan Yayınları 1983, İst)
Burada şuhususlar ifade edilebilir:
a)Ayetteki lâm harfinin ahd için olması muhtemeldir.Bu takdirde bazı gözlerin
görmeyeceğini ifade eder ki onlar da kafirlerdir.
b)Ayetteki nefyin istiğrak için olması muhtemeldir.Bu takdirde umu-u selb
değil selb-i umum ifade eder Yani
Allah’ı hiçbir kimse görmeyecek değildir.Şu halde bazı kimselerin göreceği
kendiliğinden anlaşılır.
c)Ayet-i kerimede Allah Teâlâ ‘nın hiçbir zaman ve hiçbir halde
görünmeyeceğine delalet yoktur.Binaenaleyh.Cennet’te görülebilir.
d)Ayetteki idraktan murâd ihâta sureti ile görmektir.İhatalı surette
görmenin caiz olmaması mutlk surette görmemeyi istilzam etmez.
Muhalifler bir de Te âlâ Hazretlerinin Musa Aleyhisselâma
“Sen beni görmezsin.”buyurması ile istidlâl ederler.Buna da:”Ayetteki (len)
edatı nefy-i müebbed için değil nefy-i müekked içindir. Binaenaleyh ahirette
mü’minlerin Allah’ı görmeyeceğini ifade etmez” diye cevap verilmiştir. (Sahih-i Müslim tercüme ve şerhi Sönmez
Neşriyat, İst,” C:2, Shf:649 – 650)
Bazı ulema dedi ki: “Görmenin sabit olmasıyla, idrakın reddedilmesi
arasında birbirine zıtlık yoktur. Zira idrak, görmeden daha hususîdir. Görürde
fakat idrak edemeyebilir. Ayı görmek başka, hakikatini idrak etmek başka.
Bazıları idraktan murad, ihatadır. Görürde fakat ihata edemeyebilir. (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye
tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi
Yananlı, C:2, Shf:58, Divan Yayınları 1983, İst.)
Görünmez
diyenler: “Cenab-ı Hakk Hz. Musa’ya: “Sen
Beni asla göremezsin” esas alırlar.
Nef-i ebedî olarak ele alırlar. (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:58,
Divan Yayınları 1983, İst)
Halbuki;
a)Eğer görmek muhal olsaydı, rü’yetin cevazına itikad edenlerin sapık ve
kâfir olmaları, iktiza ederdi. Musa(as) bundan münezzehtir. Görmek arzusu ve
talebi, rü’yetin cevazına işarettir.
(İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:58,
Divan Yayınları 1983, İst.)
b)“Şu dağa bak, dağ yerinde durursa.” ifadesi rü’yet mümkün olan şeye
bağlanmış. Demek rü’yet mümkündür.(Elmalılı Muhammed Hamdi YAZIR, Hak Dini Kur’an Dili C:4 Shf:129,Azim Neşriyat İst.)
c)Musa(as) hemen o saat görmek istedi. Allahu Tealanın cevabı: “Şimdi
göremezsin ya Musa” olmuştur. Musa(as) gelecekte görmeyi dilemedi ki,
reddetmeye netice olsun. Yani “gelecekte göremezsin” olsun. (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:58,
Divan Yayınları 1983, İst.)
d)Kadı Beyzâvî,
tefsirinde demiştir ki; “Bu ayette rü’yete cevaz var. Zira Hak Teâlâ hazretleri
“Sen beni göremezsin” (A’raf:143) buyurdu, reddetti. “Ben görünmem” diye reddetmedi. (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye
tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi
Yananlı, C:2, Shf:59, Divan Yayınları 1983, İst.)
O halde bundan anlaşılır ki dilediği kuluna,dilediği zaman görünmesi
caizdir.
İmam Mâlik
buyurdu ki; “Allau Teâlâ hazretleri dünyada görülmez, zira Bakidir. Baki olan,
fani gözle görülmez. Ama ahiret yurdunda baki gözler verildiğinde, Baki olan
Allah görülür... Bu dünyada görülmemesi, beşerin terkibinin
zayıflığındandır. Cenab-ı Hakk dilediği
kuluna terkib kuvveti vermeye ve dünyada da görünmeye kâdirdir.
Efendimiz(as) mi’raçta öyle gördü. Ahirette terkib kuvveti ile mü’minler
görecekler. (İmam-ı Kastalani ,
Mevhib-i Ledünniye tercümesi,
Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:59, Divan Yayınları 1983, İst)
İmam-ı
Abdürrezzak, Hasan-ı Basri’den rivayet eder; “Gerçekten Muhammed(asm) Rabbini
gördü.” (El-Hakim,el-Müstetrek
Abü Abdillah en-Neysaburi,c:1,Shf:65,Daru’l –Ma’rife, Beyrut 1986)
İbn-i Huzeyme, Urve b. Zübeyr’den tahriç etmiştir ki; Peygamber(sav)
hazretleri, “Allahu Tealayı gördü” diye ispat etmiştir.(İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:60,
Divan Yayınları 1983, İst)
Bütün ashab, İbn-i Abbas hazretleri de buna kâil olmuşlardır.
Kâ’bu’l-Ahbar,
Zührî Mâmer
b. Râşid kesin,Ebu Said-il Hüdri,Ebu Hureyre,Cerir,Enes bin Malik,Süheyb,Bilal
kesin olarak buna hükmettiler. (İmam-ı
Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi,
Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:57, Divan Yayınları 1983, İst) Ebu Hasan-el Eş’ari ve ona tabii olanların
çoğunun görüşü budur. (Sahih-i
Müslim tercüme ve şerhi Sönmez Neşriyat, İst,” C:2, Shf:651)
Rü’yetin sübutuna dalalet eden hadis-i şeriflerden biri de şudur ki; İmam-ı
Nesâî
sahih isnadla tahriç edip, Hâkim müstedrekinde doğrulamış, İkrime yoluyla
İbn-i Abbas hazretleri rivayet etmiştir: “Halilliğin İbrahim’e, Kelimliğin
Musa’ya, rü’yetin Muhammed(asm)’ın almasına siz şaşar mısınız?” (El-Hakim,el-Müstetrek Abü Abdillah
en-Neysaburi,c:1,Shf:65,Daru’l –Ma’rife, Beyrut 1986)
Biri de şudur; İmam-ı Müslim, Ebul’Âliye
yoluyla, İbn-i Abbas’dan şöyle rivayet etmiştir; “gözünün gördüğünü, gönlü,
kalbi yalanlamadı”(Necm:11) ayetinin
tefsirinde “O gönlüyle Rabbini iki defa gördü” (El-Hakim,el-Müstetrek
Abü Abdillah en-Neysaburi,c:1,Shf:65,Daru’l –Ma’rife, Beyrut 1986)
diye buyurmuştur.
Yine Atâ yoluyla İbn-i Abbas(ra): “Kalbiyle O’nu
gördü” diye rivayet edilmiştir. ( Sahih-i Müslim tercüme ve şerhi Sönmez
Neşriyat, İst,” C:2, Shf:650)
Bundan daha sahih olanı şudur ki, İbn-i Merdeveyh, Atâ
yoluyla, İbn-i Abbas(ra)’dan: “Resulullah(asm), Allah’ı ancak kalbiyle gördü.” (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye
tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi
Yananlı, C:2, Shf:61, Divan Yayınları 1983, İst)
Bu takdirde, İbn-i Abbas’ın isbatıyla, Hz. Aişe’nin nefyini birleştirmek
mümkün: Hz. Aişe’nin(r.ha.), görmedi demesi, baş gözüyle görmedi. İbn-i
Abbas’ın gördü dediği, kalp gözüyle gördü demektir. (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:61,
Divan Yayınları 1983, İst.)
Hz Aişe ‘nin görmedi demesi ,gözü ile görmedi
mânasın ,İbni Abbas’ın gördü
demesinede kalbi ile gördü
manasına alınır bu suretle iki hadisin
arası bulunmuş olur. Nitekim Müslim’in ,Ebu Bekir b.Ebi Şeybe den rivayet ettiği 284 numarlı
hadis de İbni Abbas
“Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selem ),Allah’ı kalbi
ile gördü” demişitir.Kurtubi:Bu mese hakkında bir şey söylemeyip tevakkuf halinde kalmayı
tercih etmiştir.Kurtubi;bu bâbta kat’i bir delil bulunmadığını her iki tarafın
,te’vili kabil bir birine zıt delillerin zâhirleri ile istidlal ettiğini
söylemekte ve.
“Bu mesele amele dair meselelerden değilidir
ki;zanni delillerle ispat edile bilsin.Mesele itikada dairdir.Binealyeh kat’i
delil ister” demektedir.
Hz Aişe (R.Anhâ),Mesruk’a karşı ayetlerde
istidlal ederken “Allah buyuruyor”
Tabirini
kullanmıştır. Bu tabiri Tabii-nin meşhurlarından olan Mutarrif b. Abdullah b. Şihhir doğru
bulmamış ve
“Allah buyuruyor
demeyin lakin Allah buyurdu deyin” tavsiyesinde
bulunmuştur.Fakat sahabe ,Tabiin ve onlardan sonra gelen büyük imamlar
Mutarrif’in beğenmediği bu tabiri kullana gelmişlerdir.Binealyh sahih ve muhtar
olan Allah Te ala hakkında :”Buyuruyor”
tabiri Kur’ânı Kerim’de de vardır.
Aişe (R.Anhâ) Süre-i Şüra ayetinin başındaki
(vav) terk etmişsede maksadı tilavet değil istidlal olduğu için bundan beis
görülmemiştir.Bir çok hadislerde
bunun emsali görülmektedir. (Sahih-i Müslim tercüme ve şerhi Sönmez
Neşriyat, İst,” C:2, Shf:655-656)
İmam-ı Tabarânî
evsatında; İbn-i Abbas’dan: “Muhakkak Muhammed (sav) Rabbini iki defa gördü.Bir
defa gözüyle, bir defa da kalp gözüyle…” (İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:61,
Divan Yayınları 1983, İst.)
kalp gözüyle gördüden murad: “ Ona hasıl olan
rü’yet, şerefli kalbinde yaratıldı. Başkalarında hasıl olan rü’yetin gözlerinde
yaratıldığı gibi.”(İmam-ı Kastalani , Mevhib-i Ledünniye
tercümesi, Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı,
C:2, Shf:61, Divan Yayınları 1983, İst)
İbn-i
Huzeyme, Enes b. Mâlik’ten: “Muhammed(asm) Rabbini gördü.” diye,
buyurmuştur. (İmam-ı Kastalani ,
Mevhib-i Ledünniye tercümesi,
Sadeleştiren: H.Raahmi Yananlı, C:2, Shf:61, Divan Yayınları 1983, İst.)
İmam-ı Mervezî
diyor ki: İmam-ı Ahmed b. Hanbele, Hz. Aişe’nin: “Kim Muhammed(asm) Rabbini
gördü derse Allah’a büyük iftirada bulunmuş olur” dediğini söylüyor. Onun sözü
ne ile reddedilecek dedim... Peygamber (sav)’in: “Rabbimi gördüm.” sözüyle dedi ve ilave etti.
Peygamberin sözü onun sözünden daha büyüktür. İmam-ı Ahmed b. Hanbel’e bu
mesele sorulduğu vakit nefesi tükeninceye kadar; Onu gördü... Onu gördü... der,
başka bir şey söylemezdi.( Sahih-i
Müslim tercüme ve şerhi Sönmez Neşriyat, İst,” C:2, Shf:650)
Hâkim
müstedrekinde İbn-i Abbas’dan: “Ben Rabbimi gördüm” hadisini rivayet etti. (El-Hakim,el-Müstetrek
Abü Abdillah en-Neysaburi,c:1,Shf:65,Daru’l –Ma’rife, Beyrut 1986)
ӿӿӿ
Necdet İÇEL
Yorumlar
Yorum Gönder