Ana içeriğe atla

MECMUATÜ’L-AHZAB
Nakşibendî  ve Hâlidî şeyhlerinden olan âlim Ahmed Ziyaeddin Gümüşhânevî Hazretlerinin üç ciltlik; iki bin sayfadan oluşan dua kitabıdır. Din ilimlerini öğrenme ve sünnete uyma konusu üzerinde hassasiyetle duran Gümüşhânevî hazretleri, tekkesinde hadis okutmaya ağırlık vermiştir. Tekkelerde görülen yozlaşmaya karşı çıkmış, ulemâ ve meşâyih arasındaki anlaşmazlıkları birleştirici bir tavır sergilemiştir. Evrâd ve ahzâbın derlemesinden oluşan Mecmuatü’l-Ahzab eseriyle bu özelliğini ortaya koymaktadır.

         Gümüşhânevî hazretleri, Mecmuatü’l-Ahzab’da topladığı her bir duayı itina ile gözden geçirmiş ve talebelerine de okutturmuştur. Külliyatta her bir duanın ismi ayrı ayrı yazılmıştır. Örneğin, Hizb-i Bahr (denizde okunak hizb), Hizb-i Nasr (yardım için okunacak hizb) gibi.

        Risale-i Nur Külliyatında yer alan duaların bazıları tarikatta muteber olan mübarek dualar, bazıları da bir çok şeyhin evradından toplanmış değerli virdlerdir. Meselâ, Şeyh Vefâ, Şeyh Bekrî ve Halvetî’nin virdleri gibi. Bir çok âlimin ve meşayihin virdleri de yer alır. Külliyatta yer alan bütün dualar Peygamberimizin (a.s.m) hadis-i şerifleriyle takviye edilmiştir. Ayrıca Gavs-i Geylâniye, Mevleviye, Bedeviye, Rufaiye, Dusûkiye, Kübreviye, Ekberiye, Halvetiye, Celvetiye, Sâdiye, Gazaliye, Melâmiye, Vahşiye, Suhreverdiye, Hamzemiye, Şabaniye, Gülşeniye, Sünbüliye, Uşşakiye, Rufaiye, Dusukiye, Gavsiye, Şâzeliye ve Kaside-i Celcelûtiye gibi önemli kaynaklar da yer alır. Cevşenü’l-Kebîr de Sünnî Müslümanlar arasında ilk defa bu külliyatta nakledilmiştir.

         Külliyatta yer alan başlıca dualar: abdest, iman, namaz, zekât, oruç, hac ve ölüm ile ilgili dualar; sıkıntıya karşı okunacak dualar, hastalarla ilgili dualar, mübarek gün ve gecelerde okunacak dualar, kasideler, Esmâü’l Hüsnâ.

           Üstad Bediüzzaman eserlerinde, Mecmuatü’l-Ahzab’da yer alan Hazret-i Ali’nin (r.a.) Ercûze namındaki kasidesinin ve Abdülkadir Gaylâni Hazretlerinin “Virdü’l-İşâ” namındaki münâcâtının işaret ettikleri mânâlara değinir.
                                                                                         Necdet İÇEL


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

                                  HURÛF-EBCED-CİFİR Harflerle rakamlarda tabiat ve hadiseleri etkileme gücünün bulunduğu veya bunların gaybdan haber vermede yararlı olduğu iddiasına dayanan sözde bir ilim. Literatürde daha çok ilmü’l-hurûf olarak geçmektedir. Gizli anlamlar içerdiği kabul edilen harflerin insana ve tabiata tesir ettiği inancına eski Mısır, Yakındoğu ve Hint uygarlıklarında, daha sonraları yahudi, hıristiyan ve İslâm kültürlerinde rastlamak mümkündür. Grek filozofları arasında da bu telakki zaman zaman kabul görmüştür. Nitekim Pisagor , âlemin ilk prensibinin aralarında bir düzen ve uyum bulunan sayılar olabileceğini ileri sürmüştür. Kaynaklarda Aristo’nun bile sayı ve harflerin esrarıyla ilgili bir eser yazdığı kaydediliyorsa da Arapça’da Kitâbü’s-Siyâse fî tedbîri’r-riyâse denilen bu kitabın uydurma...
                         BEŞİNCİ LEM’A   “…HASBÜNALLÂHU VE Nİ’MEL VEK Ȋ L” (Âl-İ İmran:173)        “Onlar (o mü’minler) öyle kimselerdir ki, halk kendilerine; ‘Düşmanınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!’ dediklerinde, 
 bu söz onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter, O ne güzel vekildir! dediler.” 
 (Âl-i İmrân:173) Üstad hazretleri Risale-i Nur’u te’lif ederken bazı yerleri isim verdği halde telif etmemiştir.Bunlardan birtanesi de 5.Lem’adır.Keşke 5.Lem’ayı te’lif etseydi ve İbrahim aleyhisselâmın “ hasbî ve halîl olma” kahramanlığını bütün yönleriyle öğrenme şansına sahip olabilseydik. Çünkü bizim mesleğimiz (21.Lem’ada da anlatıldığı gibi) haliliyedir.Halil olan da ‘Halilullah’ makamının sahibi Hz.İbrahim aleyhisselâmdır. Halîlullah olan (Allah’ın dostu) İbrahim aleyhisselâm, hasbî’ni...
HELÂK OLMA SEBEPLERİ Hz. Nuh aleyhisselam devrinden günümüze kadar pek çok kavimler helâk olmuşlardır. Allah onların yerine başkalarını getirmiş ve bu kanun sünnetullah olarak, cebri determinizm içerisinde devrimize kadar devam etmiş gelmiştir. Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur prensibiyle diyebiliriz ki, daha önceki kavimleri helâk eden sebepler ne ise, bugün de aynı sebepleri yaşayanların da sonuçları benzeri gibi olacaktır. Allah’ın gücü, kavimleri helâk ettiği gibi aynı sebepleri yaşayan bugünkü toplumları helâk etmeye de gücü yeter: “De ki: Allah’ın gökten ve yerden size azap göndermeye gücü yeter…” (En’am:65) Allah kavimlerin başına felâketler gönderirken -hâşâ- Onlar’a zulmetmez: “Şüphesiz ki, Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler…” (Yunus:44) Helâk olanlar şu sebeplerle helâk olmuşlardır: Helâk olmanın en önemli ve birinci sebebi bütün çeşitleriyle zulümdür. Özellikle idareciler halkına zulmediyorlarsa felâketleri...