SIFAT-I LÂZİMELERİN İZAHI
Bediüzzaman Hazretlerinin İşaret’ül İ’caz tefsirinde: “Elif lâm
mim’in” 4. maddesinde; Kur’an,
aldığı harfleri, hece harflerinin adedince surelere tevzi etmiştir.
5. maddede;
Hece harflerinin mehmuse, mechure, şedide, rehve, müsta’liye, münhafıza, mûntebika,
müntebilse, münfetiha gibi çiftli cinslerinin her birisinden yine nısıf almıştır.
6. maddede; Çifti, yani eşi olmayan (evtar) kısmında
sakilden azı, hafiften çoğu almıştır: Kalkale, zellaka gibi. “İşaret’ül İ’caz
sayfa 37’de bahsedilmiş mehmuse, mechure, şedide, rehve, müsta’liye, münhafiza,
müntabika, münfetiha harflerden kastedilen nedir?
Bir de
kalkale ile beraber madde altı da zikredilen zelleka ne demektir?
Bediüzzaman
Hazretlerinin nazmî tefsir olarak yazdırdığı İşart-ül İ’câz’ından, huruf-u mukattaat
ile alâkalı “Elif lâm mim” tefsirinde
geçen bir bölümün izahını soruyorsunuz.
Sorunuz: Elif lâm
mim, surelerinin başlarında bulunan huruf-u mukattaata ait izahı “Dört
mebhasda” zikredeceğiz diye başladığı BİRİNCİ MEBHAS’IN içinde yedi madde
ile izahı vardır.
İşte bu yedi
maddenin dördüncüsünde: “Kur’an, aldığı harfleri, hece harfleri adedince
surelere tevzi etmiştir.“
5. sinde:
Hece harflerinin menmuse, mechure, şedide, rahve, müsta’liye, münhafıza,
müntebika, münfetiha gibi çift cinslerin her birisinden yine nısf alınmıştır.
6. sında: Çift
yani eşi olmayan-evtar-kısmında sakilden azı, hafiften çoğu alınmıştır.
Kalkale, Zellaka gibi.
Birde
kalkale ile beraber zikredilen zellakanın ne demektir, olduğunu soruyorsunuz.
Sorularınızı sırasına göre ele alacak olursak:
4. Kur’an,
aldığı harfleri hece harflerinin adedince surelere tevzi etmiştir.
Arap
harfleri elif-i sakine dâhil olmak üzere 29 harftir. Ve kesik-kesik okunan
harfler manasında ki huruf-u mukattaat 29 surenin başında taksim edilmiştir.
Yani harfler 29 ve 29 surenin başında bu harflerden müstakil haruf-u mukattaat
vardır.
Bu 29 sure:
1-Bakara:
Elif lâm mîm
2-Al-i
İmran: Elif lâm mîm
3-A’raf:
Elif lâm mîm Sâd
4-Yunus:
Elif lâm Râ
5-Hûd: Elif lâm Râ
6-Yusuf:
Elif lâm Râ
7-Ra’d Elif
lâm mim Râ
8-İbrahim:
Elif lâm Râ
9-Hicr: Elif
lâm Râ
10- Meryem:
Kêh hê yê ayn Sâd
11-Taha: Tâ
hâ
12-Şuara: Tâ
sîn mîm
13-Neml: Tâ
sîn
14-Kasas: Tâ
Sîn mîm
15-Ankebut:
Elif lâm mîm
16-Rum: Elif
lâm mîm
17-Lokman:
Elif lâm mîm
18-Secde:
Elif lâm mîm
19-Yâsin:
Yâsin
20-Sâd: Sâd
21-Mü’min:
Hâ mîm
22Fussilet:
Hâ mîm
23-Şûra: Hâ
mîm Sâd ayn sin Kâf
24-Zühruf:
Hâ mîm
25-Dûhan: Hâ
mîm
26-Casiye:
Hâ mîm
27-Ahkâf: Hâ
mîm
28-Kâf: Kâf
29-Kalem:
Nûn
5-Hece
harflerinin mehmûse, mechure, şedide, rahve, müsta’liye, münhafıza, müntebika,
münfetiha gibi cinslerinin her birisinden yine nısf alınmıştır.
6-Çifti,
yani eşi olmayan-evtar-kısmında sakilden azı, hafiften çoğu alınmıştır.
Kalkale, zellâka gibi.
Bu
hususların iyi anlaşılabilmesi için tecvit ilminin hiç olmazsa bu hususlara
bakam bölümlerinin bilinmesi lâzımdır.
Tef’il
vezninde Ce-ve-de maddesin bir mastar olan tecvid kelimesi, lügatte “bir
şeyi güzel yapmak, süslemek, hoşça yapmak” manalarına gelmektedir. (Kâmus
Tercümesi: c:1 shf:110)
İbnü’l-Cezerî’nin
tarifine göre tecvid: “Hüve i’tâü’l Hurûfi hakkahê min külli sıfatın ve
müstehakkahê” yani: O (yani tecvid), her harfin hakkını ve müstehakkını (sıfatları
yönünden) yerine getirmektedir. (İbnü’l-Cezeri, Ebü’l-Hayr
Muhammed b. Muhammed, El-Mukaddime)
Tarifte geçen
“Müstehakkahe”den maksat sıfat-ı arızalardır. Karabaş tevcidinde
anlatılan tecvid kaideleri iklâb ve kalkale hariç diğerleri sıfat-ı arızaları
anlatır.
Tarifte geçen “Hakkakê”den maksat sıfat-ı lâzımeledir ki gerçek
tecvid ilmi’de budur.
Bugün
imam-Hatip liselerinde, Kur’an Kurslarında hatta ilahiyât fakültelerin de bile
genelde sıfat-ı arızalar okutulmaktadır ki tecvidin çok az bir kısmıdır.
İşte bu 5.
6. maddeler de geçen ifadelerin tecvid ilminin önemli bir bölümünde geçen
sıfat-ı lâzemeler ile alakalı maddelerdir, hususlardır.
Veliyyüddin
Muhammed b. Abdillah; Tecvîd-i Edâiyyesinde genişçe anlattığı üze, tecvid
ilminin konusu hece harfleridir. (Tecvid-i Edâiyye,
shf:32, Tebrizî Veliyyüddin Muhammed b. Abdillah.)
“Müstâhâkkehe” ile anlatılan sıfat-ı
arızalar şunlardır:
1-Tefhim
2-Terkik
3-İdğam
4-İhfâ
5-İzhar
6-Kalb
7-Med
8-Vakıf
9-Sekte
10-Hareke
11-Sûkun.(Eskici-Zade, Tercem-ı Dürr-i Yetim, shf:2 ve devamı Seyyid Ali b.
Hüseyin.)
Sıfat-ı
Arıza: Harften ayrılması mümkün olmayan ve ayrıldıkları zaman da harfin zatını
değiştirmeyen sıfatlardır. Harfin zatında bir değişiklik meydana gelmediği
için, terkinde, tağyirinde veya tebdilinde lahn-ı hafi=(Küçük hata) hâsıl olur.
Sıfat-ı lâzımeler şunlardır:
1-Mahrec
2-Cehr-----(Mechure)
3-Hems---(Mehmuse)
4-Siddet---(Şedide)
5-Rıhvet---Rahve
6-Beyyine
7-İsti’lâ---Müsta’liye
8-İnhifâd---Münhafıza(da)
9-Itbâk---Müntebika
10-İntifah—Münfetiha
11-Kalkale
12-Sâfir
13-Gunne
14-Tefeşşi
15-Tekrir
16-İstitâle
Sıfat-ı
lâzime: Bunlar sıfat-ı zatiye veya sıfat-ı vecibe derler. Sıfat-ı lâzime şöyle
tarif edilir: Harflerin zatına mahsus ve onlardan ayrılmaması gereken sıfatlardır.
Şayet sıfat-ı lâzimeler terkedilir veya değiştirilir veyahut da tağyir edilirse
meydana gelen hata genellikle lâhn-i celî=(Büyük hata) olur. (Nihayetü’l-Kavli’l-Müfîd fi ilmit-Tecvid; shf: 12; Muhammed Mekkî )
Bu 4. 5. 6
maddeleri anlayabilmek için 1. 2. 3 maddeleri de iyi anlamak lazımdır. Kısaca;
1-Arap
harfleri elif-i sâkine hariç 28 harf olduğu erbabınca, sizce de malumdur.
Elif-i sakine
hariç 28 harften yarısı hurf-u makattaat olarak kullanılan harflerdir. Diğer
yarısını da 29 surenin başına tevzi edilen huruf-u mukattaat olarak kullanılmamışlardır.
-Hurf-u
mukattaat olarak kullanılan harfler 14 harftir:
-Elif, ha
(noktasız), Ra, Sîn, Sad, Tı, Ayn, Kâf, Kef, Lâm, Mim, Nun, He, Yâ harfleri
olmak üzere 14 harftir ki Huruf-u hecaiyye (elif-i sâkine hariç) 28 olarak
harflerin yarısıdır.
Bu alınan,
kullanılan harfler de harfler içinde genelde en çok kullanılan harflerdir.
Huruf-u
mukattaat olarak kullanılmadığı terk edilenlere gelince; 14 harftir:
Be, te, se (peltek
se), cim, hı (noktalı), dal, zel, ze, şın, dat, zı, gayn, fe, vav.
Bildiğiniz
sıfat-ı arızalarda geçen ihfanın veya izhar’ın harfleri olduğu gibi, sıfat-ı
lâzımelerden olan, mehmuse, mechure, şedide, rahve, müsta’liye, münhafıza,
müntebika, münfetiha, kalkale, zellakanın da harfleri vardır.
Eğer harflerin sayısı çift ise kullanılan harflerden, diğer yarısı
kullanılmayan harflerden meydana gelmiştir.
Eğer beş veya yedi gibi tek harfli ise, yani eşi olmayan kısımlardan ise
harfler, eğer o harflerde huruf-u mukattata kullanılan hafif harflerin sayısı
çok ise yarısından bir fazlası, kullanılan harflerden, kullanılmayan sakil
denen harfler fazla ise, yarısından bir fazlası alınmak suretiyle huruf-u
mukattaat tertip ve tevzi edilmiştir.
Misalleriyle ele alalım;
1-Hems (Mehmuse):
Hems lügatte,
sesi gizli çıkarmaya derler. Istılâhda, mahreclerden çıkarılmaları esnasında mahreç
de aralık kalması ve mahrece fazla dayanılmaması sebebiyle, harf telaffuz
edilirken nefesin harfle beraber okunmasına denir. Hems, cehr sıfatının
zıddıdır.
Harfleri:
Fe hassehü
şahsın seket’tir. Hassehü de ki se ler peltek se dediğimiz üç noktalı se dir.
10 harftir.
Yani: Fe,
ha, se, he, şın, hı, sad, sin, kef, te, harfleridir.
Dikkat
edilirse burada huruf-u mukattatta kullanılan harfler: Ha (noktasız), he, sad,
sin, kef olmak üzere beş harftir. 10 harfin tam yarısıdır. Yarısı alınmış,
yarısı alınmamıştır.
2-Cehr (Mechure):
Cehr lügatte,
açıklamak, ortaya çıkarmak, söz söylerken sesi yükseltmeye denir. Istılâhda
ise, kendisinde, cehr sıfatı bulunan harfleri harekeli olarak telaffuz ederken,
nefes cereyanının hapsolmasına denir. Çünkü cehr harfleri okunurken mahrece
kuvvetli dayanıldığı için, nefes cereyanı tıkanır. Cehr (Mehruce) harfleri 19
tanedir. Cehr, hemsin zıddı olduğu için, harfleri onun harflerinin dışında
kalan şu harflerdir:
Zı, le, kâf,
vav, rı, be, dât, elif, zel, gayn
Hemze, ze, cim, nun, dâl, mîm, tı, ye, ayn.
Hemze, ze, cim, nun, dâl, mîm, tı, ye, ayn.
Alına
harfler şunlardır:
Lâm, Kâf,
Rı, hemze elif, elif, nun, mim, tı, ye, Ayn harfleri alınmıştır.
Alınan on
harfdir. 19 harften 10’u alınmıştır. Çünkü 6. madde de geçtiği gibi, çift, yani
eşi olmayan –evtar- kısmında sakilden azı, hafiften çoğu alınmıştır. Burada
hafiften çoğu alınmıştır. Onun için 19 da 10’nu alınmıştır.
3-Şedîde (Şiddet)
Şiddet lügatte,
kudret ve kuvvet manalarına gelir.
Istılâhda,
şiddet harfleri sûkûn ile okunduğu zaman sesin ve nefesin asla akmamasına
denir. Şiddet harfleri 8 tane olup şunlardır.
Hamze, cim,
dâl, kâf, tâ, bâ, kef, te’dir.
(Ecid kattun
Beket) diye de okunur.
Bu sekiz
harften alınanlar:
Hamze, kâf,
tâ, kef olmak dört harftir. Yarısı alınmış, yarısı terk edilmiştir.
4-Rihvet (Rahve)
Rihvet lügatte,
yumuşak olmak, manasına gelir. Istılâhda ise, kendilerine rihvet sıfatı bulunan
harflerin sükûn ile telaffuzu esnasında, mahrece itimadın zayıf olması
hasebiyle, ses ve nefesin beraber okunmasına denir.
Rihvet
harfleri, şiddet harflerinden daha zayıftırlar. 16 tane olup şunlardır:
Zâl, zâ,
gayn, dâd, ze, vav, yâ, elif, fâ, hâ(noktasız), sê(peltek), he, şın,
hâ(noktalı), sâd, sin.
Alınan
şunlardır:
Yâ, elif,
hâ, hê, sâd, sin.
5-İsti’lâ (Müstâ’liye)
İsti’lâ lügatda,
yükselmek demektir. Tecvit ıstılahında ise, isti’lâ harflerini telaffuz ederken
dilinin, kökü ile birlikte üst damağa yükselmesine denir.
Harfleri
yedi adet olup, “hussa dağdın kız” harflerinin ihtiva ettiği, hâ
(noktalı, sâd, dâd, ta, kâf, zâ harfleridir.
Alınanlar:
Sâd, tâ,
kâf, harflerdir. Yedi harfte sakil harfler ağırlıklı olduğu için yarısından bir
azı alınmıştır.
6-İnhifâd (münhafıza)
Harfler
söylenirken alt damaktan dilin ayrılması halidir.
7-Itbâk (Müntebika)
Itbâk
lûgatta, yapışmak, uyuşmak ulaşmak manalarına gelir. Istılâhda, dil kökünün ve
ortasının, yukarı damağa yükselmesiyle birlikte, damağın dil ortası üzerine
intibak etmesidir.
Harfleri:
Sâd, Dâd,
tâ, zâ harfleridir.
Alınanlar:
Sâd, tâ, harfleridir
ki yarısıdır…
8-İnfitah(Münfetiha)
İnfitah lûgatta,
açılmak, ayrışmak manalarına gelir. Tesvid ıstılahında kendilerine infitah
sıfatı bulunan harfler telâffuz edilirken dil ile yukarı damak arasının ayrılmasına
denir. Itbâk sıfatının zıddı olan; bu sıfatın harfleri de, ıtbak harflerinin
dışında 24 harftir.
Şunlardır:
Elif, be,
te, sê (peltek), Cim, hâ (noktasız), hâ (noktalı), dal, zel (peltek), Rı, Ze,
Şın, Sin, Ayn, Gayn, Kaf, Fe, Kef, Lâm, mim, nun, vav, he, Ye.
Alınanlar:
Elif, hâ (noktasız),
Rı, Sin, Ayn, Kaf, Kef, Lâm, mim, nun, he, Ye harfleri olmak üzere 12’dir.
Yarısı alınmış ve yarısı terk edilmiştir.
9-Kalkale
Lûgatta
hareket etmek, ıztırab manalarına gelen kalkale, tecvit ilminde söyle tarif
edilir: “Kuvvetli bir ses işitinceye kadar mahrecin kuvvetlenmesi” manasına gelir.
Kalkale
harfleri beş harftir ki; “Kutbu cedin”de
toplanan kâf, tâ, bâ, cim, dâl harfleridir.
Alınanlar:
Kâf, tâ,
harfleridir ki diğerleri sakil harf olduğundan yarıdan azı alınmıştır.
10-İzlâk (Zellâka)
Lûgatta
süratli ve kolay olmak veya bir şeyin ucu manasına gelen izlâk, ıstılâhda
kendisine bu sıfat bulunan harfleri telaffuz eden dilin çabuk olmasına denir.
Harfleri “Ferru men leb” lâfızlarında toplanan
bâ, râ, fâ, lâm, mim, nûn harfleri olmak üzere altıdır.
Alınanlar:
Râ, lâm,
mim, nûn harfleri olmak üzere, hafif harfler yarıdan bir fazlası alınmıştır.
Yukarıda
zikrettiğimiz 16 sıfat-ı lâzimeden 10 tanesini zikretmiş üstat. Bizde onların
izahını yaptık. Geri kalan sıfat-ı lâzimelerde bu minvalde tek tek ele alınabilir.
Necdet İÇEL
Yorumlar
Yorum Gönder