10.
Lem’a da Geçen İsimlerden
HAKKI EFENDİ
(Hakkı Tığlı)
1875’te doğdu.
Bediüzzamanın ilk talebelerindendir. 1935’te Eskişehir Hapishanesinde
Bediüzzamanla birlikte kaldı. Kendisi hayatının en mesut anlarının Üstadıyla
birlikte Eskişehir Hapishanesinde geçirdiği anlar olduğunu söylerdi. Eğirdir
Müftüsü Hüsnü Efendinin kardeşi ve Üstad Bediüzzamanın muarızı olan Tevfik
Tığlı’nın amcasıdır.
HAKKI TIĞLI'NIN TELÂKKİLERİ
Eğridir Nur talebelerinden Avukat (Dava vekili) Hakkı Tığlı efendinin hatıra ve telakileri :
(Bu zatın hayat ve vefatı hakkında maalesef fazla bir bilgimiz yoktur. Yalnız "kendisinin 1875 doğumlu olduğu ve 1935'te Eskişehir hadisesinde Hz. Üstadla birlikte bir müddet hapis yattığını ve 1957'de, bir Kaymakamın Hz. Üstadı kanunsuz olarak Eğridir'e girmesine mani' olması hadisesinde Eğridir Demokratları olarak Ankaraya hadiseyi tel'in eden bir yazı yazdığını ve ilk sıralarında Eğridir'de müftülük yapan Hüseyin Hüsnü Efendi'nin kardeşi olduğunu ve Nur talebelerinin maddî kıdem sırasına göre birincilerinden olup, Hazret-i Üstad'a ve Risale-i Nur'a bağlılığı, sadakatı yüksek derecede bir zat olduğunu, müftü kardeşi Hüseyin Hüsnü Efendi'nin ehl-i dünyaya kapılarak 1931'lerde oğlu Tevfik Tığlı vasıtasıyla Barla'da Üstad'a eziyet vermesinden, ondan alâkasını kesip reddettiğini, hususi mesleği ise, dava vekilliğini yaptığını biliyoruz.)
Bu zatın Üstad'la olan hususi ve şifahî hatıraları zabtedilmiş değildir. Fakat Üstad Bediüzzaman'a ve Risale-i Nur'a karşı hissiyat ve telâkkilerini dile getiren yazılı bir kaç takriz mektupları vardır. Bu takrizlerden nümûne için bir iki bölüm alıyoruz.
Hakkı Efendi'nin bir fıkrasının başında Hazret-i Üstad şunları yazmıştır: "Şu fıkra hakiki ve birinci kardeşim Hakkı Efendinindir.”
Ayrıca Hakkı Efendi'nin ismi ve bahsi "Onuncu Lem'a" olan şefkat tokadları risalesinde ve 28. Mektubun içinde ve 27.Lemada da geçmektedir.
Hakkı Efendinin birinci fıkrasının hülâsası şöyledir:
"Mükerreren mütalâa ve kıraet ederek, arş kadar yüksek eseriniz hakkında mütalâa serdine bir kelime, hatta bir nokta ilavesine kendimde cür'et ve kudret bulamadığımdan dolayı, bu babta bir mütalâa dermeyanına imkân göremiyorum. Yalnız çok yüksek, cihan kadar kıymettar mübarek eserleri okuyup cehaletimiz hasebiyle idrak edebildiğimiz kadar istifade ve istifazaya çalışarak müstefid olabilmek, bizim için büyük bir ni'mettir.(1)"
Hakkı Efendi'nin ikinci hülâsalı ve câmi' fıkrası:
"İşbu cihan-kıymet eserin mütalâasında, nasıl bulduğumuz istifsar buyruluyor.. Dekaik-ı hikmet ve hakaik-ı ilmiye ile tezyin ve tersim edilmiş yüksek eser hakkında bir mütalaâ serd etmek bidaâmın fevkindedir.(2)"
(1) Barla lahikası, Envar neşriyat S: 25
(2) Aynı eser, S: 32
●●●
Necdet İÇEL
Yorumlar
Yorum Gönder