EMÂNET Emânet, hıyânetin zıddı olup güven, sadakat, emniyet mânalarına gelir. İslâm dini adâlet ve emniyete çok fazla ehemmiyet atfeder. İçtimâî ve ferdî huzurun, maddî ve mânevi kalkınmanın bunlara bağlı olduğunu belirtir. Aslında adâletle emniyet birbirinden ayrılmaz. Adâletin olmadığı yerde emniyet ve güven de olmaz. Cenab-ı Hak Rahmân sûresinde, semâvatın bile adaletle nizamda, kıyamda olduğunu belirttikten sonra insanlar arasında adâletli, ölçülü, hukuka riayetkâr olunmasını emretmiştir. Hadislerde emânetin kaybolması kıyâmet alâmeti olarak ifade edilmiştir. Huzeyfetu'bnu'l-Yemân (r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber aleyhisselâm, bize iki hadis irad buyurmuştu. Ben bunlardan birini gördüm, diğerini de bekliyorum. Buyurmuştu ki: "Emanet (din, adalet duyguları) insanların kalplerinin derinliklerine (yaratılışlarında, fıtrî meyiller olarak) konmuştur. Sonradan Kur'ân-ı Kerîm indi. (İnsanlar kalplerine konmuş olan bu fitrî temâyüllerin) Kur'ân ve ha...